28 Aralık 2011 Çarşamba

Kelebek Misali Ömür...



Nasıl da kısa şu ömür,
Bazen bir kelebekten farkı yok…
Işıklar söndüğünde,
Kimseyi görmez olur gözlerim…
Yanmayacak kadar bitmişse mum,
Boşver sen yürümeyi bil…
Adımlarım yavaş ve emin,
Yerin yumuşaklığını kalbimde hissederim…
Bu kadar güzel giderken her şey ,
Aniden düşüveririm…
Karanlığa bürünmemin nedeni bu işte,
Mutluluklarım hep böyle kısa oldu ömrümde….

Büşra K.

Kahraman Tazeoğlu - Düşkavuran



Gittiğine inansam dönmeni beklerdim
Köhne gemiler geçiyor içimden
Hangi sokağa dalsam hangi kapıyı açsam
Ardında sen

Hep sesine bir kulaç kala boğuluyorum
Bilmem
Sen mi erken demir alıyorsun
Ben mi geç kalıyorum

Ellerimi bıraktığın yerden
Çığlar yuvarlanıyor ta şurama
Her gece fırlatıp denizlere
Yitirilmiş tebessumleri
bir cigarayla parmak uçlarımı öldürüyorum
çürümüş rüyalardan arta kalan mirasınla
yolcusuzu yollara döndüm
alnımdaki girdaplar şimdi kan tarlası

fırtınalar kopuyor demişsin
yüreğinin en rüzgarsız yerlerinde
oysa ben
bin mevsim sana fırtınalandım
sen bilmedin
gittiğine inansam dönmeni beklerdim

Kahraman Tazeoğlu

26 Aralık 2011 Pazartesi

Kalpsiz Sevdiğim...




Gözlerime yasakladım seni,
Karşılaşırsak bakmayacaklar yüzüne…
Bu kadar zamandan sonra hala yoksan yanımda,
Bundan sonra da olmayacaksın aklımda…
Ben sana sadece kalbimi vermişken,
Sen kalbini kilitli kutular içine hapsettin sevgili…
Bir zaman sonra sen bile bulamadın kalbini,
Değil bana, kimseye verilecek kalbin kalmadı artık…
Yıllar sonra birgün uyanırsan ölüm uykusundan,
Beni ararsa gözlerin,
Ben artık olmayacağım hayatında…
Ağlacaksın belki de aynı benim gibi,
Gelemeyeceksin kendine birkaç gün…

Gece saatlerin sesiyle uyuyacaksın,
Yelkovanın sesi deli edecek seni de…
Benim ne çektiğimi anlayacaksın geç olsa da…
Pişman olup bakacaksın oraya buraya…
Ama yine kalpsiz geleceksin yanıma…
Yine bulamayacak gözlerin gözlerimi…
Hayatta kalmayı öğreneceksin fakat,
Yalnız yaşayacaksın bundan sonra….
Beyaz bir sayfa açamayacaksın ömründe,
Sayfalar bile dayanamayacak bu işkenceye,
Git gide sararacaklar onlarda…
Benim sevdiğim bu adama neler yaptın sen ?
Vurdun,kırdın,parçaladın onu zamanla…
Ama bana aynı şeyleri yapmana asla izin vermeyeceğim….

Büşra K. Ve Merce Ç.

25 Aralık 2011 Pazar

Gel...



Yüreğimi yakan acı dolu bir sevda bu…Sensizliği anlatacak kadar büyük kelimeler yok…Yokluğunun tercümanı yok…Sadece sen varsın sessizliğinle beraber.Sen yoksun yanımda, ne kadar kalbimde var olsanda.Mısralarımda her ne kadar olsanda, başımı omzuna yaslayamamaktayım hala…Kimsesizsem sebebi sensin…
Unutulmuyorun sevdiğim, unutamıyorum bir türlü!
Sevmiyorsun ya beni, canım nasıl acıyor bir bilsen.
Sana ben, dünyamsın dedim, dünyamı yıktın.
Hayatımın anlamısın dedim, yok öyle biri dedin…
Bir yüreğe bu kadar acı fazla değil mi sence ?
Ben beklemekten usandım da, sen gelmemekten mi yoruldun ?
Ah sevdiceğim…Ne diye yaparsın bu zalimliği.
Ne yaptım ki sevmekten başka sana…Gel birtanem gel…
Benim sensiz bir anım yok…Hadi kırma beni gel!
Seni sevmemek beklemekten daha zor, o yüzden gel…
Bir bütün olalım seninle.
Adının tek harfine asayım bütün alfabeyi.
Aşığım ol, aşığın olayım.
Sen gel…İçimin acısı dinsin.Her yer şenlik olsun.
Sen gel sevdiğim yeter ki gel…!

Merve K.

24 Aralık 2011 Cumartesi

Kahraman Tazeoğlu - Bir Adım Sus



Vazgeçmek için öyle uzun bir gece ki
tutunmuşken sesine
düşmek kadar yaralı
düş kadar yalan
başa dönmenin tutar yanı yok
devam etmenin geleceği
vazgeçmenin eteği örttü gecemizi

açarsak gözlerimizi biri ölecek
kapattıkça ağlıyorum
"ya ben" diyemeyeceğim kadar suçluyum bu gece
bitmez vicdan hesabımda ağlıyorsam
hayvanlığımdan
vazgeçmenin mümkünlüğü
bir kadının korkusunda
kendi korkusuzluğumda erdemsiz bir duruş
şeytansı bir inat
insan olmanın sihrini
bir aşkla bozmuşum
haberim yok
çocuk gülüşüm sinsiliğimin maskesi
anlamlı kelimelerim hilelerimin kılıfıymış
haberim yok
vazgeçmeden de yaşanabilseydi bu sevda
hak yemeden haklıca
kural yıkmadan regalce
ve boynumuza vebal almadan
helalce


vazgeçmenin öncesinde
vazgeçilmenin içindeyim
sen bir adım sus
ben koşar adım susarım
konuşmadan yaşarım
ölüm sessizliğimi

Kahraman Tazeoğlu

23 Aralık 2011 Cuma

S/onsuz...



Bilirim ne kuşlar göçtü bu şehirden…
Sen de onlarla beraber gittin belki de…
Bu mevsim bize göre değildi sevdiğim,
Oysa ki biz yine bu mevsimde tanışmıştık seninle…
Zaman geçiyor öyle böyle,
Sensiz ya da seninle birlikte…

Gözlerime çizdiğim sen açtığımda gidecekti…
Bu yüzden hep kapalıydı gözlerim dış dünyaya…
Fakat açtığımda sen yoktun karşımda…
Beni sadece sesinle avutmuştun…
Bir şey beklemedim, yanımda olman yetmişti…

Yağmurdan ıslanıyor yüzümle beraber kaldırımlar,
Yansımamla aklıma geliyor eski aşklar…
Ne zamandır bulutların siyahlığı beni simgeliyor…
Sen gelmedikçe şimşekler iniyor kalbime…
Biz iki parçayı tutamadık elimizde sevdiğim…
Uçup gittiler bir kuş misali…
Onu tutsak ettik elimize, o da kaçtı gitti en sonunda…
Yakalayabilir miyiz yeniden ?

Artık okunmuyor adın kalbimde…
Tanıyamıyorum seni, sen kimdin eskiden sahi ?
Son defa tanıt bana seni…
Ama bu “son” s/onsuz da olabilir kalbim dikkat et kendine…

Merve Ç. Ve Büşra K.

Sen Yeter Ki Uzat Ellerini….



Günlerden Perşembe işte. Diğer günlerden farkı sadece isminin Perşembe olması.Kıvırmaya gerek yok bugünde seni seviyorum…Seni sevmediğim bir gün,saat,saniye yok ki.Yok kitabımda sensiz bir kelime!
Seni düşünmediğim bir zaman dilimi yok!
Her lafın ucu sana çıkıyor.Her şiir, her şarkı sana dokunuyor.Bu evrende tek sen varsın.Gece yıldızlar seni anlatıyor.Sabahları güneş senin için doğuyor.Hava yine mis gibi sen kokuyor.İleriye baktığımda ufuk çizgimde sen varsın.Senden başka bir şey görünmüyor…
Siirimin başında da sonunda da sen varsın.Anlayacağın herşeyimi sana bağlıyorum ben hayatında…
Saat 19.36’yı gösteriyor…Seni düşündüğümün bir simgesi.Ki ben senin bırak kalbini aklına bile gelmedim hiç…
Hiç beni görünce yüzünde ani bir gülümseme olmadı, için cız etmedi…Yalnız kaldığında beni anmadın…Birşeyleri bana benzetmedin mesele!Oysa bunların hepsini yaşadım ben.
Ölüme meydan okurcasına sevdim…
Beni aldırmadın, sevdim…
“Başkasını sev” dedin, ben yine seni sevdim.
Karşılıksız diyorlar buna…Sen sevmeyi bilmezmişsin.Seninle “biz” olsak bile,üzermişsin beni, bırakırmışsın yarı yolda!
Ama olsun, ben zaten biliyorum bunları.
Yine de severim ben seni…
Sen yeter ki kulak ver sesime.Kalbimin senin için atışlarını dinle!Başını omzuma yasla ve kulağına fısıldadığım “Seni Seviyorum”ları dinle!...Ben öğretirim sana sevmeyi…
Sen yeter ki uzat ellerini….

Merve K.

22 Aralık 2011 Perşembe

Oyuncak Sevgi...



Sensiz de yaşıyorum eğer yaşamak buysa!
Geçiyor işte günlerim sen olmasanda yanımda…
Anlam veremiyor kimse neden yoksun hala ?
Unutuyorum seni dayanamıyorum yaptıklarına…
Sensizlik çok zor bunu sende biliyorsun…
Zamanında yanımdaydın şimdi ise yoksun…
Gelmeyeceksin bir daha eminim unutuyorsun…
Bende unutuyorum seni bunu hak ediyorsun !
Oyuncak sandın beni, oynadın gittin…
Ben ise oyuncağımı sonsuza dek kaybettim…

Merve Ç.

21 Aralık 2011 Çarşamba

Hoşçakal Sevdiğim...



“Evet” demek bu kadar zorsa sevdiğim,
Neden “hayır” da demedin ?
Çok mu zordu senin için ?
“Hayır” demediğinde umutlanmak çokta kolaydı oysa !
Sevmediğin halde,
Belkilerle yaşamak zordu benim için…

Hiç düşündün mü beni ?
Aklına geliyor muydu gözlerim ?
Sağanak yağmurlarda ?...
Issız gecelerde ?...

Evet sevdiğim yağan o sağanak yağmurlarda aklımdaydın hep…
Aslında hiç çıkmıyordun da…

Yön vermedin sevgimize, gidebilirdin de oysa…
Gitmedin ama kalmadında…
Bir karar vermek bu kadar mı zordu sevdiğim ?
Değer miydi beni öldürmene ?

Yoksa bencillik miydi seninki ?
Umursamamazlık mıydı beni ?

Tamam sevdiğim…
Gidiyorsan, şimdi git …!O kadar koymaz bende gidişin…
Çünkü sen hiç gelmemeiştin…
Bitti….bittim…
Hoşçakal Sevdiğim…

Hümeyra Ç.

Kahraman Tazeoğlu - Gelirsem Biter Aşk...



Düş'tüm, dedim elinin tersinde.
Hayır dedi, kesince.
Düş olsan, fark etmezdim seni !

Sevgim sana güç veriyor mu, diye sordum.
Başını çevirdi, yüzünde kalmamış takatle.
Hayır dedi, inatla !
Öyle olsa, yıkılmazdım her 'Seni Seviyorum' deyişinde !

Özledin mi beni, dedim.
Sustu !
Nefesini en derinden aldı ve,
Özlenmez mi, dedi !

Git dedim !
Git !
Sen kalınca genişliyor bu dünya ve kayboluyorum uçsuz bucaksızlığında !
Hayır, dedi, sertçe!
Gidersem, kahraman olurum!
Kalırsam, senin!

Küserim, dedim, kırılgan çocukluğum sitemimde.
Hayır, dedi gülerek..
Küsmek, susmayı göze almaktır.
Ama sen korkarsın kendi sessizliğinden ve susamazsın!

Gel, dedim, o zaman!
sesim fısıltı gürültüsünde.
Gel..
Durdu!
Hayır, dedi,
GELİRSEM BİTER AŞK !!!

Kahraman Tazeoğlu

20 Aralık 2011 Salı

Beni Bırakma...!



Aşkımızın alevi sönüyordu ?
Ne yani benden gitmek mi istiyorsun ?
Ama sen bensiz olamazsın ki…
Hani bensiz kararırdı dünyan ?
Bilirim uyuyamazsın geceleri,
Yastığım boş kaldığında, ağlarsın hıçkırıklarla…
Bilirim doyamazsın, özlersin deli gibi…
Ve elin telefona gider, sesimi duymak istersin…
Beraber yürüdüğümüz sahilde tek başına denizi seyredersin…
Gözlerim gelir aklına…Kalbinin sesini susturamazsın…
Ve oturursun başımı omzuna koyup hayallere daldığımız banka,
“Seni seviyorum” deyişlerimi unutamazsın…
Pişman olursun sevdiğim bırak araya soğukluk girmesin !
Ayrılık girerse aramıza kabus olur yokluğum kaldıramazsın…
Darbe olur yüreğine bensizlik kaltlanamazsın…
Bilirim ben senin herşeyinim…
Sen herşeyin olmadan yaşayamazsın…
O yüzden kapat gözlerini,
Ne derdin varsa anlat, dudaklarınla….dudaklarımıza,
Ve beni bırakma…!

Merve K.

19 Aralık 2011 Pazartesi

Zor Olsa da...



Bütün bir ömrümüz boyunca kapıda bekler ölüm…
Her kapı açışımızda içeri girmek ister o da…
Ama hep iteleriz onu geri…
Yaşamayı severiz zor olsada…
Git gide öğreniyoruzdur bu dünyayı da…
Doğrularımız bizim kapı kilidimizdir…
Ne zaman yanlış yapsak kilitlenmez kapımız…
Korkarız içeri ölüm girecek diye,
Fakat o zamanını beklemektedir…
Belki biz alışabileceğiz zamanla ölmeye,
Sevdiklerimiz bunu başarabilecek mi ?
Bizsiz devam adabilecekler mi yaşamaya ?
Zamanla onlarda unutacak öleni…
Kaşıdıkça “belki” hatırlayacaklar bizide…
Son defa görmek isteyeceğiz onları,
İzin verilecek mi acaba ?
Gözyaşlarımız akmayacak belki de…
Oraya gittiğimizde kuruyacak her bir yanımız…
Sadece zayıf bir iskelet kalacak geriye…

Büşra K.

Kimse Bilmiyor Bendeki Yerini !



Öyle kırıldım ki ardından,
Şimdilerde senden kalan parçalarımı topluyorum…
Her parçada seni ve adını görüyorum…
Ben birleştirdikçe sen parçalanıyorsun…
Ben sevdikçe sen gidiyorsun…
Sahi beni hiç mi özlemiyorsun ?
Sevmek bu kadar mı zor geliyor sana…
Kimse bilmiyor bendeki yerini…
Anlatsam anlamazlar ki…
Ben bile düşünmezken bendeki yerini,
Boşver bilmesin kimse seni deli gibi sevdiğimi…
Gördükçe aydınlanıyor gözlerim, güneşi görmüş gibi…
Her geçen gün yakıyor beni gözlerinin ateşi…
Bekliyorum ardından gelirsin belki bir gün…
Sen beni düşünme, zaten yaşarken ölüyorum …

Merve Ç.

18 Aralık 2011 Pazar

K.T-Kolayıma Gelmedin,Zoruma Gittin...



“Yoldaşım! Zamanla unutulur bu kalleş kahır, diner acısı ayrılığın. Gidilecek uzun bir yolumuz var daha; senin için senden vazgeçebilirim. Bir boşlukta karşılaşmıştık ilk kez, bir başıma başka bir boşlukta da yol alabilirim. Haydi, beni bulduğun eski, yalnız sokağa bırak yine. Şimdi gitmek vakti… Biliyorum gitmek, bazen en çok kalmak. Ne olur; bu defa da giderken en çok kal ya da yanında en çok beni götür olur mu?” (A.Altunhan)


Bir kâğıda sığar mı bir yürek?
Ya da bir yürek kadar büyük olabilir mi bir kâğıt?
Daha sana yaralarımı göstermedim.
Kaldı ki ben,
Senden önce kendime tehlikeyim.

Üşüme diye çıkartmıyorum ceketimi.
Astarında paylaşmıştık ortak bir aydınlığı.
Gitmeseydin gözlerimin içinden okuyabilirdin adını.

Biriktirme unutacaklarını!
Oyuncak tabancalar kadar yalan,
Hüzündür yakama iğnelediğim yamam.
Hangi çığlığıma anahtar olabilirdin?
Beni bir gülle bıçakladığın zaman…

Gitmişsin işte çekiştirip durma adımı.
Tülden bekleyişler kımıldanıyor ardın sıra bil!
Ey gözlerimin arka bahçesi!
Bu dağa tırmananlar düşer,
Seyredenler değil.

Yitik bir aşkta uyuyakalmış,
Kırıp kırıp büyüttüğün yüreğim.
Meğer aşkı yazıp yazıp satırlara sıkıştırmışım.
Öyle durulup durulup.
Oysa ölmek ve düşmek ne güzeldi,
Yârin gözleriyle vurulup…

Bir rüzgâr esse senden, geçmişim üşüyor.
Sesin kulağımdan düşüyor.
Ben sadece,
Gidişine dayanabilecek kadar ayaktayım.
Daha fazlasını verme!

Ey yar
Böyle çok çorak bekledim.
Kolayıma gelmedin,
Zoruma gittin...

Kahraman Tazeoğlu

17 Aralık 2011 Cumartesi

Elbet Sende Seveceksin...



Kusura bakma sevdiğim, bugünde unutamadım seni.Unutmak istedim ama yine yapamadım.Herşeyin doğrusunu bilip, seni sevmayaceğini bilip,”biz” olamayacağımızı bilip, ama senden vazgeçememek nasıl bir iştir sevdiğim…
Nasıl bir çaresizliktir.Duygularım hala aynı, kalbim ilk gün ki gibi.Umutlarım hiç tükenmedi.Umutsuz olduğunu bildiğim halde umutluyum işte…
Seni başkasında unutmak çok saçma.Denemeye kalkıyorum ama yapamıyorum…Kendimi bir an bile senden alamıyorum.Üzgünüm seni sevmemezlik edemiyorum.
Sana dokunabilecek kadar yakınım,
Ama yakın olduğum kadar uzağındayım.
O gönlün herkesi alıyor da içeri, bir beni mi bırakıyor.
Bana birşeyleri bahane etme, sevseydin gözün görmezdi hiçbir şeyi bilirim…
Ben sensiz bir hiçim.Nefretim kendime.Eksik olan benim.
Yoksa niye sevmeyesin.
Belki de ben mutlu bir aşkı haketmiyorum!
Senden başka kimsenin yari olmam.
Sen benim diğer yarımsın biliyorum…
Anlamıyorum neden gidip kendini başkalarında tamamlamaya çalışıyorsun!
Eğer böyle bir aşk yoksa.Alın yazım değilsen, neden yanıyor yüreğim…
Yapmam gereken sadece susmak.Sonu ne olursa olsun susmak.
Bana yakışan tek şey…Ne olursa olsun, Seni seviyorum…
Bunu anlamasanda gerçek olan en güzel şey duygularım.
Yarınlar benim içinde güzel olacak.
Elbet sende seveceksin.
Sevmelisin…Ellerimi tutsan sıcaklığını hissedersin,
Sevdiğim kalbimin içine bir girsen, tüm güzelliklere rağmen ona da habis kalmayı tercih edersin…
Bilirim…Gözlerimin içindeki sevdayı görsende,
Sen de delice seversin…

Merve K.

16 Aralık 2011 Cuma

Aylar Önceki "Sen"



Ne zamandır uzaktan seyrederek seviyorum seni…
Hep bir ağaçaltı seçiyorum nedense…
Oturacak bir banka da gerek duymuyorum artık,
Senle dolu manzaranın keyfini çıkarıyorum…
Ama zamanla bu da yetmiyor seni sevmeye,
Daha yakın olmak istiyorum özgürce…
Bir adım gelsen göreceksin dolan gözlerimi,
Fakat sen kafanı bile çevirmiyorsun benden yana…
Nedir seni uçuruma iten ?
Beni göremeyen kalbin, yosun mu tuttu sevmeye sevmeye…
Ne değişti ? Aylar önceki “sen” kimdi ?
Sadece soru işaretleri kalıyor geriye şimdi…

Merve Ç.

14 Aralık 2011 Çarşamba

Hüzne "Merhaba"



Bazen hüzne “merhaba” diyorum…
Bazen de selamsız geçiyorum…
Ama her zaman arkama dönüp bakıyorum,
Hüzünde bana bakıyor mu diye…
Arkasına hiç bakmayan hüznüm,
Yine sığınacak bir yer arıyor…
Arkasına hiç bakmaması gereken ben,
Yine acılara yüzümü dönüyorum…
Hüzne bakan gözlerimi suçlayıp,
Onları kör ediyorum…
Ama bu seferde gelen hayallerimi göremiyorum…

Büşra K.

Kahraman Tazeoğlu - Sevdim


Elimde dünden kalma yarınlarla
Ansızlık anıtı bir kente geldim
Ben bu şehirde en çok seni sevdim
Nikotin yorgunu
Titrek ellerinden içeri girdim
Şehir gözlü kız dedim adına
En okunaklı yeriydin alınyazımın
Gizleyemedim
Geceleri kılık değiştirdim
Ellerini soyunup gözlerini giyindim
Akşam sağanaklarıyla indim gizli
Bahçelere
Bulutu yüzüne çevirdim
Kirpiklerinden sağanaklar başladı
Gözlerin geceye yağdı
Karanlığım ıslandı
Sonra sana vurdu, sana sustu bütün
Gitmeler
Martı kanadına yüklerken durgunluğunu
Bir yalnızlıkta tutukladılar yüzümü
Anısı kaldı düştüğüm uçurumların
Beni en aşk yanlarımdan astılar
Kuşlar güne inerken sesin çizildi
Kanatlarına
Ve sen hep vardın
Tutulduğum karantina nöbetlerimde
Sonra kaşlarıma muştulandı
Eriyen gecenin çelik izleri
Tersine çevirdim ağlamaları
Bilir misin fırtına gözlü kız
Bana en güzel düşmeleri bıraktın
Uçurum gözlerinden
Yarın bütün gemiler sende duracak
Ve senden doğacak güneş
Bakışların
Namlıya sürülmüş bir kent olsa da
Ben hep uçurum gülleri ekeceğim onlara
“bugün güllerden sarı”
Yalnızlık yığılıyorken
Esrik bir şehrin ortasına
Bu gece yağmurum sana
Gözbebeklerine koy beni
Gidişlerinle susuyor bütün koridorlar
Ama olsun
Ben bu şehirde en çok seni sevdim
Kahraman Tazeoğlu

12 Aralık 2011 Pazartesi

Haklısın...



İnsan uzaktaki sevdiklerini özlemezmiş hep.Çok yakınında olupta ona hasret kalabiliyormuşsun. Okşasam saçlarını ,öpsem dudaklarını…Sana bu kadar yakın olupra dokunamamak çok acıtıyor canımı!

Seni ben gönlümün en güzel yerine koymuştum oysa.En güzel şiirleri sana yazdım. Bütün güzel şarkıları sana söyledim. Tabi sen kabullenemedin. Bu sevdayı hiçe saydın. Haklısın….

Kaldıramazdın ki büyük bir aşkı. Taşıyamazdın değil mi masum sevgimi…Sen hep basit aşkların ucuz sevgilerini yaşamayı tercih ettin.Sen hep sevilmek istedin. Sevmek senin huyun değildi. Haklısın….

Sevmek adama yakışırdı…Sana yakışan yalan sevdaların, yalancı aşklarını barındırmaktı teninde…Haklısın sevdiğim…

Benim aşkım seninkiler kadar büyük olaylar çıkarmazdı…

Benim aşkım sadece kalbimizde fırtınalar koparırdı…

Başkaları olmazdı, bilmezdi!Sadece “biz” bilirdik, “biz” yaşardık! Ama adalet mi bu dünya! Hak etmeyeni sevmek…Değmese de ona tutkuyla bağlanmak…Gerçek şu ki;

Sen kocaman, seni delice seven, senden başka herkese kör olam kalbi eloinin tersiyle ittin…

Bense, hiç hak etmeyen birine, sevmiyorum diye bağıran adama, her defasında canımı acıtan, arkasından ağladığım.Ve o ne yaparsa yapsın sevdim…

Sevmesende seviyorum….

Sevmeyecek olsanda seni hep seveceğim…


Merve K.

11 Aralık 2011 Pazar

Şemsiyesiz Yürümek...


Ruhum mahkum bedenimde sessizce…
İstediği hiçbir şey yapamıyor özgürce…
Biz insanlar böyleyiz işte,
“Tadımlık” yaşıyoruz hayatı sinsice…
Bağırarak ağlayamıyorum bile,
Bir başkası duyacak diye…
Esip geçemiyoruz kalabalığın gölgesinde,
Sırf onlara çarpacağız diye…

Yürüyorum yol kenarlarından,
Yağmurlar durmamışken kalbimde…
Sırılsıklam kalıyorum hayatta…
Şemsiyesiz yürümek benim neyime !
Beni kurutacak bir güneş çıkmayacak bile…
Yağmurla eriyeceğim ve ben bile bulamayacağım kendimi…
Kim bilir hangi denize karışacağım…
Kim bilir ki gerçekten ?
Ben kaybolsam kim farkeder yokluğumu…

İlerledikçe daha da yanacak canım…
Yabancı yerlerde dolaşıp yalnız kalacağım özgürce…
Kimse tanımıyor ki beni,
Ne yapsam saniyeler sonra unutacaklar belki de…
O yüzden ufuk çizgisini gördüğüm sürece yürüyeceğim…
Çamurlara bata çıka, çukurlarla düşe kalka…
Yavaş yavaş, ama sürekli yürüyeceğim ben bu şehirde…

Büşra K.

10 Aralık 2011 Cumartesi

Ağlamak İçin Gözden Yaş mı Akmalı?



Ağlamak için gözden yaş mı akmalı?
Dudaklar gülerken, insan ağlayamaz mı?
Sevmek için güzele mi bakmalı?
Çirkin bir tende güzel bir ruh, kalbi bağlayamaz mı?
Hasret; özlenenden uzak mı kalmaktır?
Özlenen yakındayken hicran duyulamaz mı?
Hırsızlık; para, malmı çalmaktır?
Saadet çalmak, hırsızlık olamaz mı?
Solması için gülü dalından mı koparmalı?
Pembe bir gonca iken gül dalında solmaz mı?
Öldürmek için silah, hançer mı olmalı?
Saçlar bağ, gözler silah, gülüş, kurşun olamaz mı?


Victor Hugo

8 Aralık 2011 Perşembe

Sensiz Karanlığım...



Yağmurlar dinmedi yüreğimde sevdiğim…
Gün geçtikçe daha fazla vurdu sepkenler kalbime…
Karanlık gecede gördüğüm tek şey damlalardı…
Onları da zor zoruna görür oldum gittikçe…
Ama sonra onları değilde seni istedi gözlerim…
Sadece seni görmek istediler, sadece seni…
Kalp atışlarım sen gelmedikçe daha da yavaşladı yağmurda…

Yollarımın hepsi sana çıksın istiyordum…
Çünkü gitmek istediğim tek yer senin yanındı…
Zamanla kızdım kendime,
Sırf senin için yolumu değiştirdim diye…
Başlarda yok kenarında duruyordun…
Sonra git gide gelmemeye başladın sende…
Bana yine “beklemek” düştü maalesef…
Karanlık daha da zifiri oldu yüreğimde…
Güneşim sendin doğmadın, doğmuyorsun da…
Sana kış çoktan gelmişken, ben hala sonbahardayım…
Bende sarı da olsa yaprak varken,
Sen yapraksız, kuru bir ağaçtın artık karşımda…
Olmayacak şeyi seçtin, aşkta olmaması gereken şeyi;Gururu…
Seçimin ikimizin hayatını da kara kışa dönüştürdü…
Artık kolay kolay güneş açmaz benim yüreğimde…

Merve Ç. Ve Büşra K.

7 Aralık 2011 Çarşamba

Kahraman Tazeoğlu - Beni Susarken Bölme...



Yüzünün hangi oylumuna takılsam
Uçsuz uçurumlara düşüyorum
Ağlayınca şişen göz kapaklarında
Hangi tankerleri yüzdürdün bu akşam?
Sığınağımıza kaçan birkaç damla yağmur
Gözyaşına mı karıştı yoksa?
Fazla değil mi bu sessizlik ikimize;
Beni susarken bölme!

Satır aralarındaki sızıntıdan kendimi ele veriyorum
Ben sana, seni gösteren bir aynaydım
Dökülseydi sırlarım sen de göremeyecektin
Ben ki kendimi yine sırlardım
Sen kendine yeni aynalar bakmasaydın
Buldun mu yüzüne en uygun olanını?
Ve ağrılarını saklayabildin mi, sırsız aynaların sırrına?
Kulaklarıma sağır sesler peydahladım
Beni susarken bölme!

Az daha doğduğumuz öykü de ayaküstü ölüverecektik;
Anamızdan emdiğimiz acılar burnumuzdan gelecekti az daha…
Dipsizliğinde dibi tutarmış sandık, sanma oyunlarımızda
Meğer suskunluğumun dibi karaymış
Ben kuyu sanmışım
Ben susarken bölme!

Merhemine biraz Ağrı sür biraz Toros
Yol ortasında adresim yutuluyor bırakma ellerimi
Duru durdurmaya duramıyor, durak sandığımda köprüleri
Oysa her şeyi birleştiren köprüler yine ayırdı bizi
Saçlarını sakladığın rüzgarı biraz savursan
Açılmayacaktı bu kıyı şeridinden
Zulamdaki sardunya suskuları
Beni susarken bölme!

Ellerin büyükken ellerimden
Hangi coğrafyama sakladın, mendilleşen parmaklarındaki yaşları?
Bana do minör bağırma
Uslu bir su kuşuyken bünyemde
Verdiğin geçici rahatsızlık için, ömür dilerim senden sadece!
Ben sana ne yaptımların kaldı bak
Bu ucube caddelerde
Susmanın onaylamak olduğunu hatırlattığın bir gecede
Beni susarken bölme!!!

Kahraman Tazeoğlu

Sen Gururu Seç Sevdiğim !



Yaptığım tek şey beklemek oldu dünyada…
Yanlışlarla dolu hayatımda sen varsın sandım yanımda…
Aslında hiç olmamışsın,ben boşuna umutlanmışım aylarca…
Farkına vardım artık gidiyorum uzaklara...
Gururunu yenipte gelseydin sevdiğim,
Sadece aşkını alıpta gelseydin…
Seni bir ağaç misali sevmiştim…
Mevsim mevsim alışmıştım çiçeklerine,
Ama sonbaharda döktüğün yapraklarınla ağladı gözlerim…

Acılarımla,gözyaşlarımla büyüdüm ben…
Yoruldum evet,çok yordu beni sevdan…
Hani sen gelmedin ya çok bir şeyim yok aslında…
İyiyim ben…
Sadece ıslandı kalbim gözyaşlarımla…
Sen yinede bilme ağladığımı…
Bilme seni herşeyden çok sevdiğimi…
Sakın anlama deli gibi özlediğimi…
Boşver gelme sen alıştım yokluğuna…
Alıştım bu sevdayı tek başıma taşımaya..
Tek isteğim bir daha gelme !
Gelme de unutayım bende kalan yarını…
Unutayım sana dair tüm anılarımı....

Merve Ç.

Sol’umdaki Adama....



Yine Eylül’ün sonları Ekim’in başlarıydı…Sana aşık olduğum zamanlar işte…Kocaman bir sene sonra seviyorum ben seni…Unutamadım ki…Ne çok istedim seni…Hiç gelmedin ve ben hep bekledim, bekliyorum…Ama sen hala yoksun sevdiğim! Sol yanımdaki adam neden sevdamdan habersiz? Neden anlamaz yüreğimin yangınını, üstelik kendi yakmışken.Böyle içime işlemişken, neden yanımda değilsin…
Haksızlık bu.Seni bu kadar sevmişken…Kendimden bile vazgeçip seni unutamamışken , senin bunları anlamaman haksızlık…
Sana verdiğim değere yazık…

Merve K.

6 Aralık 2011 Salı

Masallar Yalan Söyler Sevdiğim...



Bitsin artık içimdeki bu acılar, bu sancılar…
Gitsem uzaklara sen olmadan yanımda…
Belki unuturum, bırak beni gözyaşlarımla…
Yağsın bir sağanak gibi üzerime yağmur…
Ben ağladım, benimle birlikte ağladı İstanbul…

Bir masal misali başlamıştı her şey…
Beraber konuşup gülerdik seslice…
Sonra birden “zaman” dedin sen.
Bende “peki” dedim aşkımdan…
Aylardır zamanın dolmasını bekledim bende…
Her bakışında vaktin geldiğini zannettim…
Ama sen kol saatine bakmıyordun ki,
Baktığın saat; kum saatiydi…
Ne zaman dolsa zaman, ters çevirdin sessizce….

Gözlerindeki gülümsemeyle ısındım soğukta,
Fakat yine o “gözlere” bakarak ağladım oysa…
Gözyaşlarım sayfaları ıslattı damla damla…
Kurutamadım, çünkü sen yoktun yanımda…
Beklettiklerini düşünmemeye devam et sen…
Bir gün gelir dönersen arkana,
Ben orada olmayacağım…


Merve Ç. ve Büşra K.

Kayboluyorum Sende Sen Farketmesende…



Şimdi susmazsan yüreğim, yine yanacaksın…
Ne yaparsan yap, yalnızlık senin boynunun borcu!
Bakma öyle kimseye,sevemezsin…Sen sevmeyi öğrenemedin.
Hep ağladın, sevdiğini düşündün, dualar ettin…
Kendinden çok onu sevdin, her şeyden vazgeçip onu seçtin…
Aklın durdu sanki ondan başka hiç birşeye çalışmadı,kalbinin sahibi o oldu…
Bu sevmek mi şimdi ? Bu kendine acı çektirmekten başka bir şey değil.
O yüzden tutulma başkasına ,sevmeyi öğrenemeden!
Üzüyorlar, kırıyorlar, can acıtıyorlar…
Ve buna aşk diyorlar…Yüreğine bunu öğretene kadar bakma kimseye gözlerim!
Bakarsan kör olursu!Böyle yaparsan çokça sevilirsin!
Onlar değil,sen onların Sol’unda olursun.Ve yüreğim sakın onu görünce için gitmesin…
O değişmedi, tek hamlede acıtacak seni…
Sen çok değiştin…
Geriye dönmemelisin …!

Merve K.

3 Aralık 2011 Cumartesi

Kahraman Tazeoğlu-Madem Ki Aşk Cemresidir Gönlün...



Sevgili...
Yine bahar gelip vurdu kapımızı.
Ben ki yaktım bütün anılarımı,
Bölüştürdüm bütün şiirlerimi kayıp çocuklara.
Film bitmedi, son yazmadı henüz.
Takılıp kaldım yıllar öncesinin Eylüle çalan bir yazında.
Hiçbir cemre dokunmadı bana, ısıtmadı yaz güneşleri.
Durup durup kendime yaktım yıllar boyu,
Onun için biraz is kokar libasım,
Onun için dağınık biraz saçlarım.
Ben ki bir dolu damıtılmış hüzündüm.
Korkardım bahara dokunmaktan olaki solardı yüzü,
Korkardım Eylülleri azgınlaştıran baharı tutuşturan adam olmaktan.

Sevgili...
Her gece bir Züleyha düşü görüyorum sen gibi,
Düşüyorum içimin kuyularına durmadan.
Yarım yamalak bir senaryo oysa herşey,
Uyanıyorum ki çoktan silinmiş bütün repliklerim.
Budur ürkmüşlüğüm, budur gizlenmişliğim,
Sabrım beni ancak buraya kadar getirdi.

Yoruldum artık sevgili, yoruldum karanfillere kan vermekten.
Anlayamadım bir türlü neden Eylül hep on biri doğurur?
Ve neden aşkın çocukları yoktur?

Oysa sevgili...
Bir Eylül günü, saklandığım hayattan çıkıp gelmek isterdim şimdi sana
Birikmiş bütün baharlarımı adayarak,
Koşarak doru taylar gibi yalınayak,
Çatlasın isterdim damarlarım çatlasın
Ve damarımda akan hüzün bu aşka karışmasın.
Yazık ki yine de Eylül dolu ellerim, yine de derin bir sızı içimde,
Hüzünlü bir gülümseyiş bazen dudaklarımda.
Nasılsa biraz keder bulaşır her aşka,
Her aşka biraz gözyaşı, biraz kalp ağrısı.

Sevgili...
Bu senaryo, bu kuyu, bu Eylül bırakmaz beni.
Geleceksen sen gelmelisin, hüzün kadar cesur aşklar takınarak.

Madem aşk cemresidir gönlün,
Gönlüme biraz bahar, biraz sen katarak....

Kahraman Tazeoğlu

Kim Onaracak Ruhumu ?



Yıkıldı tüm ağaçlar üstüme,
Hepsi düşüverdi aniden…
Devrildiler hayata karşı,
Yenik düştüler fırtınaya…
Ama düşerken yanmadı canları,
Sadece ağladılar sevinçten…
Hayata karşı hep dik durar gibi gözükmekten,
Ve sarsılmaktan yoruldular…
Aynı benim gibi doğdu onlarda,
Ve aynı benim gibi ölüyorlar da…
Onlar ölmeyi başabiliyorlar oysa ki.
Ya ben ne yapacağım ?
Kim onaracak ruhumu,
Beni ayakta kim tutacak, koltuk deynekleri mi ?
Kendimi denize atsam,
Deniz beni seviyor boğulamam ki …
Bir yerden atlasam,
Rüzgar dayanamaz gidişime…
Yapamıyorum işte…
Hayatta kalmyı başaramamışken,
Yaşayan bir ölüyüm bende…

Büşra Kaya

2 Aralık 2011 Cuma

Yalnızlığımın Sebebisin Sevdiğim...



Evet saat 03.19 ,yine senin hayalini kuruyorum…
Balkona çıkıp manzaranın güzelliğini seyrediyorum…
Ama her evin çatısında yaşadıklarımız geliyor gözüme…
Sokak lambalarının ışığı ,gözlerindeki parlaklığı andırıyor yine sonra…
Ay kızıyor bana “niye unutmuyorsun” diye…
Gökyüzünde bana inat bir tane bile yıldız yok…
Sırf senin için dilek tutmayayım diye…

Sana hem kızıyorum hem de hak veriyorum…
Senden nefret ediyorum, yok hayır “Seni Seviyorum”…

Suçlu değilim ki bana öyle bakma ay…
Seven nasıl unutur kızma bana yar, denedim olmuyor…
Her masal mutlu bitmez,
Her aşık sevdiğine kavuşamaz…

Bize bir masalı bile layık görmedin sen…
Sevildiğini bildiğin halde anlamadın ki beni boşver….
Olmayacaksa zorlamanın anlamıda yok zaten…
İyi ol, mutlu ol!
Ben yaşarım seni sensizde…
Boşver işte!
Bakarım kalbimin çaresine…

Merve K.

Kahraman Tazeoğlu-En Fazla İçimde Ölürsün...



En fazla içimde ölürsün
Cesedini sürüklerim gittiğim her yere
Kızıl sonbaharım
Hangi aşk kendi fırtınasına dayanabildi

Ellerimde çoğul bir gölge kuşu
Adının arkasına basmadan yürüdüm
Alnımda birikti çizikler
Adımdan çıkardım aklımı
Aklımsız kaldım
Neylersin
İnsanız
Ne yapsak eksiğiz işte
Ölüme ayarlı saatiz


En fazla içimde ölürsün
Sorarım
Şiir papirüslerinin hangi köşesine karaladın beni?
Hangi hare’mden yakaladın da çiğnemeden yuttun gözlerimi?
Kekeme repliklerin ezber bozduran kuşu
Hangi rüzgârlara sattın da saçlarını
Devrik cümlelerimin öznesi oldun?

İçindeki kötü senaryoların kahramanı olmak istemezdim
Dağıldı bak derlenip toplanmış dağılmalarım


En fazla içimde ölürsün
Nasılsa yokluk rehin bırakılıyor kalana
Kalan gidene denk neyi varsa susuyor.
Ve susmak inceltiyor her yarayı
Ve susmak bakmak oluyor
Gitmediğin her yere

Kim tutuklanmış yalnızlıktan
Gizin içine gizlenen kim
Söyle beni nerene sakladın
Ki şimdi bu kadar sokaktayım

En fazla içimde ölürsün
Karla karışık yağarsın yara Bereme
Karma karışık kalırsın cinnet şeridinde
Kaldırımların kaldıramadığı her neyse işte
Bulamadığın her ne varsa büyük yıkımların izinde
Sana borcum olsun
Hiç yazılmayacak bir şiirin içinde


En fazla içimde ölürsün
Yanağında yanar avucum
Avucumda imlası bozuk bir şiir kalır
Gözlerinin namlusu döner, yakar kirpiklerimi
Kulağımda bir tepenin rüzgârı uğuldar
Gırtlağıma kadar aşka batarım
Yeteri yok. Eksiği fazla.

Neyin kaldı eksilenlerden arta
İçeri doğru kapanan bir kapıydın
Saçlarından geçtim önce
Ve kendimden öylece
Neyim yoksa var bildim
Eğildim
Eksildim
Eridim
Bir seni bitirmedim

Hangi rüzgarlara sattın da saçlarını
Uğultusuna tutunamadın

Ömürden nefes çalarak ne kadar yaşarsa insan
Öyle yaşadım gözlerini
Tenimde itiş kakış
Cebimde depremlerin
Esrarlı gece ayinleri
Volkanik şiirler
Usul usul giymedim mi sözlerini
Yalnızlığın tiradını kapamadım mı her sefer
Sensizlik seni anlattı en çok
Vazgeçmeler vazgeçmekten vazgeçti
Söyle saçlarında öldüğüm
Bir geri gidiş kaç günde gelirdi?


En fazla içimde ölürsün
Cesedini sürüklerim gittiğim her yere
Tenimin yırtıldığı yerden mi girdin içeri
Açar gibi yaparak açık bir kapıyı
Beni ikiye böldün
Hadi içimi kendine aldın da
Beni nerde bıraktın
Hangisini seçerdin benim için
Ve hangisinden vazgeçerdin kendin için

Ben yarama çoktan sen bastım
Yaşım kadar gencim
Adın çabuk diye geçti
Ardında aç köpekleri bırakarak
Ezberimden geçtim.
Hızla biten aşk şarkılarından geçtim
Senden bir şey eksiltmeden sana çok şey bırakmaktı aşk
Bildim

Biz dalkavuk bir aydınlığın yerine
Onurlu bir karanlığı seçtik
Ve bir öyküden ağlarcasına geçtik
Cesurduk çünkü
Kendimizi kendi düşlerimizden kovacak kadar

Ömrüne yüz çevirmiş iki masalcıyız
Gerisi hiçlik
Gerisi yokluk

Sensizliğin anlattığı ne vardı senden başka
Bir hayatın tüm yanılgılarını
Saçlarında çözdüm
Şimdi beni hangi yanımdan susacaksın
Sessizlikte bir dildir
Çoğul susulur
Pusulur
Şimdi beni hangi yanımdan kusacaksın

Yıkık şehrimin izbesi
En fazla içimde ölürsün
En çok
Gözlerime gömülürsün.
Gözlerimi kaparım
Vasiyetimi yazarım

Kahraman Tazeoğlu

1 Aralık 2011 Perşembe

Sol Yanım’a Koyduğum Adama....



Bazen bakışmalar insanı sevdaya sürüklermiş.
Gözlerini görünce anladım.O an konuştu gözler anladım.Kalbim kıpır kıpır oldu, sanki uçacaktım…Sonra seni her yerde aradım.Bir daha değmeli o gözler yürğime…Dudaklarından “Seni Seviyorum”u duymalıyım…Seni unutmak istemiyorum.Öylesine biri değildin…
Yanımdan geçerken seninde yüreğinde sevda alevlendi biliyorum…Sevdiğim, hiç bırakma beni.Ben hep senin olacağım, seninde benim olduğun gibi…Hayatımın anlamı, dünyamdaki en güzel renklerimsin…
Seni Sol Yanım’a koydum, bir daha çıkarmam…Ömrüm sensin hiç ayrılmayım…

Merve K.

Acele Et !



Her limanda bekledim seni,belki gelirsin diye…
Bütün gemilerin gelişini izledim sessizce…
Yapabileceğim tek şey bu kaldı geriye…
Sırf sen “zaman” istiyorsun diye…
Kendimden vazgeçtim senin için oysa ki,
Ama sen hala inmedin o zaman gemisinden…
Deniz sevdalısı oldum çıktım,
Sadece denizden geleceksin diye…
Dalgalarla sinirlendim sana hoyratça…
Yağmurla ağladım, içime akan gözyaşlarımla…
Her ayak sesine kafamı çevirdim hızlıca…
Fakat yine sen gelmedin insafsızca…
Kalbim parçalara bölündü her fırtınada…
Artık toplayamaz oldum ağlayınca…
Bu yüzden gitgide yok oluyor senin için atan kalbim…
Kırıla kırıla kalmayacak geriye,
Acele et sevdiğim…
Acele et …!

Merve Ç. Ve Büşra K.

Artık Yoksun Sen!



Herkes vazgeçmesi gerekilenlerden bir gün mutlaka vazgeçer…Sevmemeyi öğrenir zamanla…Hayallerin sadece hayalde kaldığı gerçek olmayacağını anlar…Konuşulanlar,yapılanlar, aramızdaki tüm güzellikler bir yere fırlatılıp atılır…
Fırlatıp atıyorum seni yüreğimden…
Gösterdiğin yolda yürümeyi öğrendim ben…
Açtığın bütün yaralarımı iyileştirdim…
Artık yoksun sen !
“Sonum ol” demiştim sana, senin olayım…
İlk sen sarıl, ilk sen öp istedim…
Sana baktığımda, geçmişimde kimse olmamalıydı…
Anlamadın hiçbir şeyi vazgeçtiğim sevgili…
Sevmem seni gözü kör aşıklar gibi…
Hiç kimse olmazdın, şimdi herkes gibisin…
Öğrandim bende şerefsizce gitmeyi…
Yoksun içimde, bitirdin her şeyi…
Yine de mutlu ol ve birini benim sevdiğim gibi ölercesine sev…
Ama o senin bana yaptığı yapmasın…
İncitmesin kırmasın seni…
Sen öğrettin bana her şeyi…
Seni sevmemem gerektiğini, vazgeçtiğim sevgili …!

Merve K.

29 Kasım 2011 Salı

Kahraman Tazeoğlu - Git



Şimdi gidiyorsun
Git
Oysa senden tek bir damla istemiştim
Sana kocaman bir deniz sunmak için
Şimdi gidiyorsun
Git

Ne zaman başladı bu hikaye
Anımsamak zor
Gençtim
Hazırda fırtınalarım vardı dört nala sevdalarım
Komazdı öyle üç-beş nöbetleri
Geceler içimi acıtmazdı böyle

Bir insan bu kadar eksilebilir mi

Hatırlarsan sesine uyku kaçmış bir adam vardı
Bu şehrin biryerlerinde
Düşler ormanının gece bekçisi derdin sen ona
Gözlerinde gizledi o seni sen bilmedin
O adam bendim unuttun mu
Bak sevdiğin adam gülmeyi bile unuttu
Seni unutamadı

İşin kolayına kaçmadım
Uğruna ölmedim yani
Uğruna ölünecek sandığım biri için yaşadım hep
Sen bunu da bilmedin
Ben bir bakışına bin anlam yükledim
Sen aşka kestirmeden gittin
Bir hayatın özetini bırakıp avuçlarıma
Şimdi gidiyorsun
Git
Bana karanlığın ne demek olduğunu öğretmeden
Bütün ışıklarımı söndürüyorsun

Bu cehennem cinayetlerini işliyorsun
Sonra bunlara intihar süsü veriyorsun
Yazıklar olsun yazıklar olsun
Susuyorsun susuyorum susayacaklarım bitmiyor
Hani sen sevdiğini
Yarı yolda bırakacak kadar yüreksiz değildin
Düşmemeyi öğretecektin nerdesin nerdesin

Uzun lafın kısası yoktur
Anlatacağım çok şey var
Hoyrat bir rüzgar gibi geldin
Aklımı hayatımı dağıttın
Şimdi gidiyorsun
Git

Daha ayrılığa bile çarpmadan
Aşk bize döndü
Bir yılan gibi soktun koynuma kimsesiz geceleri
Artık ölüm sana dokunamamaktan kötü değil
Ama sana dokunmak da yasak bana
Göz çukurlarımdaki karanlık bunu anlatır
Sen var ya sen
Allah kahretsin

Yani şimdi
Gözleri sana benzeyen bir kızım olmayacak mı
Yani şimdi başkaları mı sevecek seni
Ben saçlarını okşadığım zaman
Ellerin öksüz kalırdı
Şimdi gidiyorsun git

Kahraman Tazeoğlu

Yokluğundur Beni Yanlızlaştıran...



Beni her defasında ölümle burun buruna getiren,
Tek başıma bu hayatta sensiz bırakan…
Yokluğundur beni çaresiz bırakan…
Gittin arkana bile bakmadan…
Gülüşündü bu yalan dünyada beni yaşatan…
Gözlerin gözlerime değdiğinde korkardım…
Kapardı içimde fırtınalar dayanamazdım…
Bir uçurtma kadar uzaktın bana…
Tutamadım…
Sadece bakardım ardından dolu gözlerle…
Yalnız kalırdım, ağlardım…
Bir güneş gibi doğardın kalbime…
Yüreğimi sızlattın gidişinle…
Ben seni çok seviyorum sevgilim,
Sen beni terketsende…

Merve Ç.

"Hiç"


Sayfaları karıştırırken
Gördüğüm tek şey “hiç”…
Bu kadar mı kelebek misali oldu ömrüm…
Sadece bir günden mi ibaretmiş…
Elle tutulacak birşey bulamıyorum…
Tutsamda hissedemiyorum…
Mumu yaktığımda yanmasını beklerken,
Sert bir rüzgar hissediyorum…
Karanlıkta kalmakla beraber,
Burnumun ucunu göremiyorum…
İlerlemek için ellerimi kullanıyor,
Yine ilk onu kurban veriyorum…
Artık sayfalara bakıp birşey arayacağıma,
Ellerime bakmakla yetiniyorum…

Büşra K.

28 Kasım 2011 Pazartesi

Kahraman Tazeoğlu - Araz



"Yalnızım çünkü sen varsın"

"gel" desen gelirdim
gittiğin uzakta bendim
dağ gibi bir ihanetten düştüm
bu kendime son gelişim

ölümbaz öpüşler kusuyorum ceplerime
kendimi suçüstü yakalıyorum
ve kentsizliğimin isimsizliğini
Araz´a uyak düşüyorum
gözlerime senden düşler sürüyorum
ıslak bileklerim kan bayramına yatıyor
bana en büyük tehdit yine ben oluyorum
sonra bir durağa yaslanıyorum
sonra bir kente
ve sen gidiyorsun
ben kanıyorum
diyorlar ki "kendini dinleme hiçbir şey söylemiyorsun"
oysa "gel" desen gelirdim biliyorsun

yorgun Haliç´e biraz inat
biraz ihanet bırakıyorum
ellerinden bir tedirginliği bir tehdidi avuçluyorum
aklıma düşüyorsun
düşüyorum
düşünce
üşüyorum
azgın hüzünlerle körlüğüme göçüyorum
ayrılığın saati kaç geçiyor bilmiyorum
yalanlarımla bir hiçlikteyim
beni içinden kaç

bu kentte her yağmur kendini ağlar
aklıma düşsen yalnızlık oluyorum
ağzımdaki uykudan öpmüyorsun nicedir
nerde kimi üşüyorsun
artık kendini yakan bir ateşim
kendimize birbirimizden düşler yapamıyoruz
şimdi boş duraklara yaslanıyorum
boş kentlere
oysa "gel" desen gelecektim

gün düşlerime dönüşlerimde
bakışın içiyor beni gözlerimden
gövdemi düşürüyorum güz yavrusu duraklara
uzaklığına uzanıyorum
sevdiğin sonbahar geçiyor üstümden
ama artık hiçbir göğü içmiyorsun dudaklarımdan
yıkılıyorum şarkılara
"kimseler biliyor"
yalnızlık dostumdu
şimdi korkum oluyor
oysa "gel" desen gelecektim

artık her şey kımıltısız bir geceye dönüşüyor
güz artığı saçlarımda oynaşan sensizlik
göz karana yenik düşüyor en korkak yanlarımdan
kendimi yitirdikçe sana gidiyorum
göbek çukurumda sobelere karanlık uyutuyorum
düş satıcısı ispiyoncu bir ihtiyarın insafına kalıyorum
uysal yalnızlıklar satın alıyorum
gülüşümle ödeyerek
ve içimde yalancı bir katil taşıyorum
yeni utançlar biriktiriyorum eski günahlarıma
cüzamlı ruhlar cehennemine gidiyorum ben
kirli sözlerimi temize çekme
oysa "gel" desen gelecektim

gözlerim ihanete ihbar taşıyor
kuşkulu bir cinayeti fısıldıyor kaşlarına
sözü namluna sürmelisin şimdi
en yaralı yanımdan vurmalısın beni
çünkü uçmak düşmeyi göze almaktır

avlunda bıraktığım az kullanılmış intiharları deniyorum
ne vakit nikotinli ellerinden yola çıksam
susuşuna kan döküyor gözlerim
sen gözüne çiğ kaçtı sanıyorsun
oysa bilmelisin Araz´ım
kimsenin içi görünmez
ve hiç bulamadıklarını
asla yitiremezsin
bak şimdi aramızda sessiz kalıyor
söylenecek bütün sözler

her sabah akşam oluyorsun
alnından ellerine damlıyorsun
yüzündeki yağmurla iniyorsun kente
içine dert oluyorsun kentin
dışına yağmur
yüreğinde dağılıyor kristal şehirler
duvarların kan öksürüyor
ve sen
başkalarının gözlerini
yüzümde aramamayı öğreniyorsun
beni bir durağa yaslıyorsun
beni bir kente
gidiyorsun
oysa "gel" desen gelecektim

susmak en inatçısı olmaktır yalnızlığın
en susmakta neydi öyle
sen en dinlerken
biliyorum Araz´ım
insan kendini bulmamalı, hep aramalı
gittiğin yerden başlıyorum öyleyse
gece cinnetlerimi de alıp yanıma

denize bakmayı bilmeyenler
bir gün mutlaka boğulur
işte bundandır gözlerinden kaçışlarım

siz hiç yar saçının bir telinden kendinize gurbet yaptınız mı

ben şimdi gurbetim
içimde taşıyorum
heba olsa da senlerce yılım
oysa "gel" desen gelecektim

ömrümden düşürdüğüm sol anahtarlarına takılıyorum hep
ve hayat yüklü kamyonlar geçiyor üstümden
şairler ölüdür derler
inanmıyorum


en karanlık ceketimi giyiyordum
ışığa kördüm çünkü
şimdi ise güneşe ilerliyorum
dirilmek için

kimliği paslanıyor eski bir anarşistin
gecenin kör gözünden utanıyorum
hadi bana en militan kelimelerle saldır
batır içime cümlelerini
beyhude bir dehşet bırak
hak ediyorum

gizlilikten ölmek üzere olan bir akrep sızıyor içime
can kaybından ölüyorum
cenazemde namaz kılacağım
zan altındayım
yalanıma inanıyorum

yorgun söylentiler kanıyor solgun yaralarımdan
kırılır mı bilmem hüznümde taşıdığım kin
kinim kendime
susuşum sana
küsüşüm tüm dünyaya

üstü kalsın ihanetimin
"gel" desen gelecektim

yine bir tren geçiyor içimden
sen kesiliyorum gülüşümün karşılığı
saçların bir rüzgarın öyküsünü taşıyor
görmüyorum söylemiyorsun kırılıyorum
hiçliğimin etleri yolunuyor şizofrenik bir gecede
sana bir öykü çıkarıyorum ağzımdan
süsle beni ey aşk
geçtiğin yerleri öpüyorum

yarısı yanık bir aşkın küllerini taşıyorum
dişlerindeki nikotin tadı terkimde
sirenler ve ateş hatları içip
sesini peydahlıyorum kendimden ve kentimden
ıslak ceplerimi buluyorum el yordamıyla
yasadışıyım
tutukla beni gözlerimden

kalemim bitti yitirdi şiirini şuur
öldü kanımdaki mürekkep balığı
solumdaki sise intihar etti intiharlar
bir aşkı kaça katlayabilirdi ki ezik bir yürek
yaşamak için geç bir zaman
ölmek için ise erken

çok davullu bir senfoni sürçüyor
dikiş tutmaz ayrılığımda
kirpiğinden yapılma bir darağacına
geceyi asıyorum
yoksun
bu yağmurlar ıslatmıyor beni
bir durağa yaslanıyorum sensiz
gidişinin en sessiz harfinden yırtılıyorum
"gel" desen gelecektim oysa

kulaklarımdan bordo denizler dökülüyor
şimdi herkes biraz sen biraz acı
göğsümde bir vagon
gizli sözler batıyor
fırtınalar çıkıyor üstüme

şakağımda
intihar acemisi bir şairin
delilik provaları
arkandan uluyan kapılardan
söküyorum kokunu
yokluğunu kokluyorum
yokluğunu yokluyorum

çöz gözlerimi senden hadi
ücranda yak bakışımı
gözlerine bekçi sevdam
dünden ve senden kalmayım

içine her düşen
kendi keşfi sanıyor seni
oysa sen
melekleri bile kıskandıracak kadar kendinsin
ve kendini acıtmak istiyorsun
ama güller kendine batamaz
bilmiyor musun
"gel" mi diyorsun

herkes kendi gördüğüne bakar
peki hayatın rüzgarında kime yelkeniz
kıpırdamadan duramayız bir aşk boyu
hadi en kanadığımız yerden susalım
"gel" desen gelirdim
"git" dedin ve gittin

Aşka...
Rüzgara...
Ayrılığa...
Zamana...

eyvallah...


Kahraman Tazeoğlu