28 Aralık 2013 Cumartesi

Bir Sessizlik


Bir gökyüzü anımsatır bazen seni, bazende bir yenilgi. Her eksiğe indiğimde, içimi bir huzursuzluk kapladığında zihnimde deli sesin. Çığlıklarla süslü söyleyemediklerin. Bir o kadar sen sustun, bir o kadar da ben. Hep susmak yazıyordu lugatımızda. Sesimizde bir sessizlik vardı. Tebessümümüz de bile bir acı vardı.
Yanlış yerlerde bulunduk belki. Yanlış bir şehirde yaşadık seninle. Doğru kelimesi bize göre değildi. Hep tam zıttına karşılık geliyordu sözcüklerimiz. Bilemedik...
İstesek de, sadece istemekle olmayacak hiçbir şey. Çabalamak ve savaşmak gerekecek. Ama olmayacak, biliyorum. Gözlerimi yumduğumda bunu görebiliyorum. En önemlisi de artık her şeyi sezebiliyorum.

Büşra K.

4 Aralık 2013 Çarşamba

Unut Gitsin.



Yas mas tutma sevgilim, öldüğüm zaman. 
Toprakta böceklere güldüğüm zaman 
Duyurunca, paslı sesiyle, ölüp gittiğimi, bir çan... 
Yas mas tutma sevgilim, öldüğüm zaman 

Çürüyen gövdem gibi, yitip gitsim aşkın da... 
Ne bir mektup kalsın bizden, ne bir söz, ne bir eşya... 
Unut gitsin adımı, arkamdan da ağlama 
Göz yaşınla da eğlenir, onu da alıp-satar bu dünya...

William Shakespeare

30 Kasım 2013 Cumartesi

Eskidendi, Çok Eskiden.


Hani erken inerdi karanlık, 
Hani yağmur yağardı inceden, 
Hani okuldan, işten dönerken, 
Işıklar yanardı evlerde, 
Eskidendi, çok eskiden. 

Hani ay herkese gülümserken, 
Mevsimler kimseyi dinlemezken, 
Hani çocuklar gibi zaman nedir bilmezken, 
Eskidendi, çok eskiden. 

Hani hepimiz arkadaşken, 
Hani oyunlar tükenmemişken, 
Henüz kimse bize ihanet etmemiş,
Biz kimseyi aldatmamışken, 
Eskidendi, çok eskiden. 

Hani şarkılar bizi bu kadar incitmezken, 
Hani körkütük sarhoşken gençliğimizden, 
Daha biz kimseye küsmemiş, 
Daha kimse ölmemişken, 
Eskidendi, çok eskiden. 

Şimdi ay usul, yıldızlar eski 
Hatıralar gökyüzü gibi gitmiyor üstümüzden 
Geçen geçti, 
Geçen geçti, 
Geceyi söndür kalbim 
Geceler de gençlik gibi eskidendi 
Şimdi uykusuzluk vakti.

Murathan Mungan

Kalbinin Bir Köşesi.



Sessizce çıkarmalıyım kelimelerimi. Kimseler duymadan, sen duymadan... Usulca işlemeliyim kalemimle. Hiçbir anı yok yazacağım bu kağıda. Oysa ne çok istemişti şu kalbim. Her vazgeçme çabasında ağlayarak susardı. Unutmaya çalışmak; seni hiç görmemiş biri için ne kadar da güçtü. Hiç gözlerinin önüne yerleşememiş biri olarak kaldı. Kalbinin bir köşesinden geçemedi. O hiç bilmedi... Kimse hiçbir şey bilmedi. Kendi de hiç bilmek istemedi.
Belki de bu bir mektup ya da bir duyuru.. Yerleşimi hep ertelenmiş bir sevgi, bir his, bir kalp çarpıntısı...
Kalbinin sesini kimseye duyurmadı. Hep ağzını elleriyle kapadı. En ufak bir işarette önüne geçti. Yazmaya çalıştığında karalayıp durdu. Fakat kendinden saklayamadı. Kendi bildi ve yalnız ağladı.
"Sana uzaktan veda etmek;
Bir gemiyi sonsuzluğa uğurlamak,
Hiç gelmeyeceğini bilmek,
Ve yine de yapmak zorunda olmaktı.
Hep içimde yaşattığımı bilmek;
Kör birine denizi izletmek,
Hiç olmadığını fark etmek,
Ve yine de seni sevmekti."

Tüm ezberlediğim cümleler uçtu gitti. Anlamaya çalışıp anlayamadığım kitaplar yırtıldı.Gülümseyerek yolculadığım hiç kimse geri gelmedi. Beni kucaklayan gözyaşlarım oldu. Onlara sarıldıkça daha da canım yandı.
Büşra K.

20 Kasım 2013 Çarşamba

Neyse Ki.



Kendime bunu nasıl yaptığımı soruyorum şimdilerde. Yüreğime bu aşkı nasıl yerleştirdim. Gözlerimi gözlerine nasıl değdirdim!
Yanıtlamak bize göre değil neyse ki. Hep öylece kalacak sorular. Belki de kimseye sorulmayacak.
Artık kendimden bile emin değilim. Gözyaşlarım sağolsun yanımda. Her bir şarkı, bir damla olarak yanağımdan süzülüyor. Süzülüşü acı verici.
Alışmak kanatıcı. Alışmak; çoğu kez çok zor.

Büşra K.

9 Kasım 2013 Cumartesi

Zor Günler.



Benden önce söylenmiş sözlerin haklılığına kızdığım oldu zamanında ama inandığımda.. 
Ömrümde her şarkı başka bir kapı açtı.. 
Bu şarkını ardında sen bu kapını ardındaysa benden önce söylenmiş sözler vardı.. 

Seçtiğimiz hayatlar mı bunlar? seçtiklerimiz mi? 
Bunca yokluk, bunca kırıklık, bunca acı 
Seçtiklerimiz evet.. 
Hayat bu sevgilim çoktan seçmeli 
Senin aşkınsa bir dönem ödevi.. 

Bir şarkı tuttum sevgilim bir kapı açtım ikimize 
İkimiz çokmuşuz meğer bu resme 
Kapatmadan bu kapıyı yinede 
Bu yaralar bereler sanadır bileler

Çok canım yanıyordu, gördüklerimden ve göreceklerimden Benim kanayan dizlerim yoktu hayatta bitek 
Benimde kanattıklarım vardı elbet 
Ezdiğim kumlar ve geçtiğim yollar hala gölgemi taşıyorlar 
Hani demiştim ya en başında 
Ne ayrılıklar ne aşklar ne başlangıçlar diye 
Yani demem o ki çok zor günler geçirdim vaktiyle 

Bu şarkı sadece benimdi sevgilim 
Ve ben büyük bahçeler istemiştim ikimize 
Yazmışsın ya "onu sevebileceğimi düşünmüştüm" diye 
işte o günden beri, beklide bu yüzden sadece 
Bu yaralar bereler sanayadı, bileler göreler aşkımı 
Şahidim gökkubbe

İclal Aydın

27 Ekim 2013 Pazar

Gözlerimde Yağmur.

Yağmur uğradı bu kente.
Çisil çisil yağdı yüzüme.
Her şeyi geçtim de,
Yalnızlığı tatmadım böylesine.
Uzaklıklar dağlar kadar dik ve yollar keskin virajlı. Sözler ve anlamlar yerin çok derinliklerinde kaldı. Seslerse kısılıp, sonra da hiç duyulmaz oldu.
Yağmur gözlerime uğradı,
Tüm sevinçlerimi hep akıttı.
Bir soran olduğunda sustu,
Ve derin bir acıyla boğuldu.
Sığınacağım bir kuru yer yok bu yağmurdan. Ne yöne bakınsam sel götürüyor. Yüzebileceğim bir deniz, kurtulabileceğim bir sandal bile yok.
Büşra K.

5 Ekim 2013 Cumartesi

Uğultulu Bir Çığlık.



'Dayanmak' her zaman o kadar kolay olmaz. Bazen güçsüz ve incecik bir kağıt gibi savrulursun rüzgarlarda. Savrulduğun her yerde bir nefes ararsın. Ararsın da pek bulamazsın. Güçtür kolayca bulmak o sesleri. Acı verir çoğu zaman, kanatır. Kanayarak öğrenirsin belki ama, öğrenmek istemezsin belki. Belki'ler çoğalıp duruyor. Ben ise azalıyorum.
Parçalarım, kalamadığım o yerlerde sızlıyor. Gidemediğim her yerde kayboluyor. Ağladığımdaki gözyaşlarım ise arkasına bile bakmadan kaçıyor. Özgürlüğü böyle buluyorlar. Onlar sevinçlerinden havaya uçarken, bana kalan yok olmak oluyor. Yok oluş...
Uğultulu bir çığlık kulaklarıma yerleşiyor. Zaman ise benden uzaklaşıyor.

Büşra K.

4 Ekim 2013 Cuma

Uzanan Ellerim.



Yüzümden düşmüyor hüzün,
Bilmiyorum ne zamandır hayattayım.
Nefes alabiliyorum ama,
Kolay kolay veremiyorum da.

Aldığım havayla,
Verdiğim hava bir değil biliyorum.
Sanki bana değen her şeyi kirletiyorum.
Ellerimle dokunduğum tüm eşyaları,
Onlarla yaptığım tüm yanlışları;
Sabunlarla arındıramıyorum.

Hüznümü bölmeye çalıştığım,
Bütün bıçaklarım;
Körelir oluyor.
Kör bıçaklarla kesilen ellerim,
Kan revan içinde kalıyor.
Ve olan yine,
Her şeye uzanan ellerime oluyor.

Büşra K.

15 Eylül 2013 Pazar

Aşk Özeti.


zaman zaman anlardın
aşk özetini
zamanın içinde aşk olmasaydı
böyle yanmazdın
böyle serzenmezdin
aşk özetinde seni
seni
bulmazdım....

Murathan Mungan

Uzaklaş.


"Merhaba" mı diyeceğim bu yeni hayata?
Yoksa eski de takılıp kalacak mıyım?
Şuan hiçbir şey bilmiyorum.
Yalnızca eski günleri düşünüyorum.
Aklımdan hiç çıkaramıyorum.
"Kalbimden çoktan attım" diyorum.
Yalan mı söylüyor, senin gibi kalbim?
Tüm yalanların beni yıkmaya yetti biliyorum.
Bu sefer ayakta kalamıyorum.
İlk defa bu kadar kendimden emin oluyorum.

Yalanlarla dolu bir bataklıktayım.
Bu aşkta ne kadar çırpındıysam o kadar batıyorum.
Beni kurtaracak kişiydin bir zamanlar
Ama artık sadece git.
Uzaklaş bana yakın her şeyden,
En önemlisi de kalbimden.
Unutmak zorundayım seni.
Sende unutturmak zorundasın kendini.
En azından bunu borçlusun bana.
Sessiz sedasız, aşkını bende bırakmadan git!

Büşra K.

31 Ağustos 2013 Cumartesi

Kimin Kuklası?



Bir boşluktayım adeta
Duyduğum şeyler iyi gelmedi bana.
‘İyi ki duydum’ diyorum ama
‘Keşke duymasaydım’ diyor bir tarafımda.

Neler oldu böyle?
Neden sen bu kadar değiştin?
Hiçbir şey bilmiyorum
Ve sonsuza dek susuyorum.

Acı verecek bu bana biliyorum.
Duyduğum şeyler, duyduklarım;
Hepsi, hepsi çok fazla.
Kimin kuklası oldum ben,
Şu birkaç yılda.

Şimdi ne yapacağım ben?
Bana söylenen yalanların hepsini,
Nasıl sineye çekeceğim?
Kalbim artık sol yanımda değilse,
Ayaklarımın altına alarak yürüyeceğim.

Büşra K.

28 Temmuz 2013 Pazar

Seni Duydum.


Seni duydum, bağıra çağıra susuyordun…
Bilirim gürültülüdür suskunluğun
çığlıkların aksine sessiz, sedasız…
Odamdaydı bir daha sana asla dokunamamak ihtimali…
Soru işaretleriyle boğuştum önce…
Ardından ünlemler önüme dikildi…
Noktalandım!
Saat seni sen geçiyordu…
Zamanın ötesi berisi sendin ve geç kalmamıştık bana kalırsa…

Bana kalmadı!

Özgür Gümüşsoy

13 Temmuz 2013 Cumartesi

Mutsuzluk Filizi



İyi olmakta yetmiyor bazen değil mi? İyi olsak bile, illa ki içimizde bir mutsuzluk filizleniyor. 
Susuyoruz... Belki de sustuğumuz için oluyor böyle. Hiç söyleyemediklerimizden söz etmediğimiz için, hiç yeltenmeye çalışmadığımız için böyle oluyor.
Bilmiyoruz... Biliyor gibi yapsakta. Elimizden, dilimizden bu geliyor. Çabalamaya gücümüz azalıyor, belki de bitiyor... Anlayamıyoruz zaten birçok şeyi; hayatı, insanları, kendimizi...
Bir yol sorup duruyoruz yabancılara. Cevaplar yüzünden bir sis gibi çöküyoruz. Zamana aldırmamaya çalışırken zaman bizden alıyor. İnsanlardan kaçmaya çalıştıkça onlarsız yapamaz oluyoruz. Sonra gürültülü her yerden kaçıyoruz, en başta da zihnimizden. Fazla uzağa gidemiyoruz. Gitmeye çalışırken kayboluyoruz. Her zaman olduğu gibi sıkışıp kalıyoruz kendimizde...

Büşra K.

10 Temmuz 2013 Çarşamba

Sedat Umran - Gittin



Gittin, dağ gibi büyüdü yalnızlık 
Issızlığın iki ucunda şimdi sen varsın 
Tam ortasında: yokluğun yokluğun yokluğun 
O konuşsa konuşur, sussa susarsın 


Gittin, taş atarak denizlerime 
Halka halka genişleyen anıların kaldı 
Girdin çıkmamak üzere dehlizlerime 
Birden yaşamanın hızı azaldı 


Gittin, boşandı içimde sevincin yayı 
Kim öğretecek bana ah, sensiz yaşamayı 


Sedat Umran

5 Temmuz 2013 Cuma

Yağmur Kokusu



Bir geceyarısı yağmur uğradı semtime. Çok beklemişti bu anı, biliyordum. Gelişinde saklıydı tüm hüzünler. Balkonda akşamdan kalan soğuk ve bitmiş bir fincan kahveme bakıp, tam yüreğimin sesine kulak verecekken başlamıştı yağmur. Rahmetin gelişi doldurdu tüm kalbimi.

Kendime benzettim her bir damlayı. İçimdekiler çoktan taşmıştı. Hazırlıklıydım gelecek sağanağa. Hüznümü alıp götürecek her şeye... 

Balkondan sarktığım o kısacık anda ki özgürlük hissine paha biçemezdim. Duyduğum yağmur kokusu, kokladığım tüm kokuları silmeye yetiyordu. Sokaktaki sessizlikle birleşmesi bana tüm yaşayamadıklarımı hatırlatıyordu. Kalbime yaşlı bir hüzün oturuyordu. Kalkması oldukça güç bu hüzün, bana beni anlatıyordu. Yağmurla beraber onu dinliyordum. Söylemeye çalıştığı herbir kelimeyi seçiyordum. Anlıyordum onu... Sonunda bunu başarabiliyordum. Anladığım için mutlu oluyor, duyduklarımla dalıp gidiyordum. 

Yaşanmayanlardan geriye bana bu kalıyor. Bazıları buna 'boşluk' diyor, ben ise yalnızca 'hayat'.


Büşra K.

22 Haziran 2013 Cumartesi

Yağmur Kaçağı.



elimden tut yoksa düşeceğim
yoksa bir bir yıldızlar düşecek
eğer şairsem beni tanırsan
yağmurdan korktuğumu bilirsen
gözlerim aklına gelirse
elimden tut yoksa düşeceğim
yağmur beni götürecek yoksa beni

geceleri bir çarpıntı duyarsan
telâş telâş yağmurdan kaçıyorum
Sarayburnu'ndan geçiyorum
akşamsa eylül'se ıslanmışsam
beni görsen belki anlayamazsın
içlenir gizli gizli ağlarsın
eğer ben yalnızsam yanılmışsam
elimden tut yoksa düşeceğim
yağmur beni götürecek yoksa beni

Attila İlhan

20 Haziran 2013 Perşembe

Yanımda.



Sen olsaydın yanımda,
Her yer cennet olurdu gözümde.
Sen kalsaydın yanımda,
Bırakmazdım hiç elini de. 

Kime doğru uzansam sen'im.
Ne yana yanaşsam uçurumum.
Hangi duvara yaslansam yıkılırım.
Söyle kimde kaldın sende?

Belki beklemem seni, öğrenince.
Ama beklerdim ben yine...
Beklemenin sonu olmadığını bile bile,
Ve acı çeke çeke.

Büşra K.

18 Haziran 2013 Salı

Yalnızlık.



Bilmezler yalnız yaşamayanlar,
Nasıl korku verir sessizlik insana;
İnsan nasıl konuşur kendisiyle;
Nasıl koşar aynalara,
Bir cana hasret,
Bilmezler.

Orhan Veli Kanık

17 Haziran 2013 Pazartesi

Kaybolmak İstiyorum.



Nereye gidersem gideyim hep bir yerlerde karşıma çıkıyor hayallerim. Umutlarım bile benden uzaktalar şimdi. Tutunacak tek bir dalım bile kalmadı. Hepsi kırıldı birer birer... Bende kırıldım... Her gün paramparça oldum...
Parçalarım savruldu bir rüzgar esintisiyle... Onlarda kayboldu her şey gibi... Acaba rüzgar mı alıp götürdü umutlarımı? Yoksa ben hep rüzgar estiğinde mi umut ediyorum bazı şeyleri? Ki esip götürüyor her şeyimi... 
En hoyrat esintinle alıp götür beni de... Kaybolmak istiyorum şimdilerde... Belki acılarım diner gittiğimde... Nefes alabilirim belki yeniden...
Gitmek uzaklara... Çok uzaklara... Çözüm müdür mu?
Öyle yorgunum ki gitmeye bile mecalim kalmadı... Öylece "olduğum" yerdeyim... Her gün "öldüğüm" yerdeyim...

Merve Ç.

4 Haziran 2013 Salı

Suskun



yağmurlar adını çizseydi yüreğime 
gözyaşı tufanlarıyla 
yağmalanmazdı bu sevda 
oysa 
amansızlığın burçlarında 
bencilliği unutup 
sencil yaşamak vardı bir zaman 
hasret kokulu günlerin tortuları 
böyle çökmezdi gözlerime 
hani sevdalar sevda gibi yaşanırdı 
hani yenilgi sandığın yengiler vardı suskun 

yüreğimi kanırtmışlığınla 
çekip gitmişliğinleyim 
uçurumlarca uzağım sana 
kan revanım 
bu kadar mı kadük 
bu kadar mı derme çatma bu sevda 
suskun 

çorak toprakların 
köhne çatlaklarına ağlarım 
öyle ölgün öyle perişan
bulutlar kırılır başımın üstünde 
ve 
bağışlamalar serpiştiririm sulara 
yılları unuturum yolları beklerken 
gelmezsin suskun 
dillenmeden yıllanırsın suskun 

tamiri olmaz bitenlerin 
yarınların gardiyanlığı düşer bize 
özü sevdasında saklı suskun 

seni anlatmaktan yorgun mektuplar var 
iflah olmaz ve 
yaralı şiirlerle dolu 
dipsiz kuyulardan 
şahikalara doğru 

al beni götür kendine suskun 
üşütmez bizi tenhalıklar 
yakışmaz bu öfkeler bize 
sevilmişlik kokuyor dudaklarımız 
sözlerce serpin bana 
ört ateşimi suskun

Kahraman Tazeoğlu

26 Mayıs 2013 Pazar

Güç Birçok Şey...



Güç birçok şey artık bu zamanda. Yaşamak, geçinmek ve en önemlisi gülümsemek güç... Zorlanarak belki de sahte gülüşle kaplıyoruz yüzümüzü. Bize hiç yakışmayan ama kendimizi zorunda hissettiğimiz...
Güç zorluklara karşı ayakta kalmak... Güç rüzgarlara karşı savaşmak... Her şey güç bu yaşamda... İyi olmak güç... Konuşmak güç...
Seslensek de bazen duyulması güç, ağlasak da bazen anlaşılması güç... Tüm aşklar ve duygular güç fark ediliyor. Güç, tüm imkansızlıkları yok saymak. Herkes önünde duvarken o duvara bir kapı açamamak güç. O duvarı yıkmak daha da güç. Garip bakışları terslemek güç. Güç olan birçok şey gibi.
Zamanı durdurmak güç, düzeni sağlamak daha da güç. İnsanları tanımak güç.
Tüm bu güçlüklerin içinde nefes almak çok güç. Her şeyi kenara itip yürümek... İşte o en güç.

Büşra K.

22 Mayıs 2013 Çarşamba

Yansımalar İle Gerçekler.



Parmak uçlarıma kadar yokluğunu yaşıyorum.
Seni sevdiğim kadar ölüyorum,
Ve sana geldiğim kadar gidiyorum...

...Şimdi kim ne kadar kaldı bende bilmeden sende birikiyorum. Meğer ne kadar çok gelirmişim sana. Silip silip yazarmışım adını sayfalara. İzleri kalbime yansıyor sanki... Yansımalarla gerçekler arasında kalıyorum. Bu koca arafta karanlıkla havayı soluyorum.
Ne çok hata yapmışım varlığına inanmakla. Kiçik bir çocuk sanıp uydurduğun masalları artık duymuyorum ama. Ya sana sağırım artık ya da kalbimin uğultusuna...

Umut ettiğim kadar yoruluyorum.
Yorulduğum kadar susuyorum.
Ama sustuğum kadar acımıyor ruhum...


Büşra K. ve Merve Ç.

16 Mayıs 2013 Perşembe

Acılar Denizi.



Ben acılar denizinde boğulmuşum
İşitmem vapur düdüklerini, martı çığlıklarını
Dalgalar her gün bir başka kıyıya atar beni
Duyarım yosunların benim için ağladıklarını

Ölüyüm çoktan, bir baksana gözlerime
Gör, içindeki o kanlı cam kırıklarını
Bu ne karanlık, bu ne zindan gece böyle
Bütün gemiler söndürmüş ışıklarını

Ben acılar denizi olmuşum, yaklaşma
Sularım tuzlu, sularım zehir zemberek
Baksana;herkes içime dökmüş artıklarını

Bu karanlık bitse artık, bir ay doğsa
Bir deli rüzgar çıksa; alıp götürse
Yılların içimde bıraktıklarını...


Ümit Yaşar Oğuzcan

30 Nisan 2013 Salı

Bir Hiç İçin.



Sana geldikçe kendimden gidiyorum. Ama gitmek için önce kalmak gerekir değil mi? Önce kalmanın hakkını verip sonra gitmek gerekir. Kendimden bile öylesine gittim ki kalamıyorum artık eskisi gibi. Sen kaldın mı bir hiç uğruna? Sen bir hiç uğruna onca gözyaşı döktün mü? Sen bir hiç için içine kapandın mı günlerce, haftalarca? Küstün mü hayatındaki insanlara? Seni sebepsiz beklerken, haykırarak gözyaşı dökerken... Duydun mu uzaklardan sesimi? Ya da duymak istedin mi? Ben dört gözle beklerken gelişlerini, sen umursamıyordun beni... Oysa gözlerine bakamıyordum bile, olur da anlarsın diye sana hissettiklerimi.
Hep korkutum senden... Herkesten... Bu yüzden hep sustum... Hep sustum... Sadece içime konuştum. Sana söyleyemediklerimi yazdım kağıtlara. Her bir sayfada seni anlatır oldum. Kalemi elime aldığımda her şeyden önce adını yazar oldum. Seni hep anar oldum. Sana konuşmak yerine usta bir yazar oldum...
Görmüyorum seni artık. Birgün karşıma çıkmandan korkuyorum. Bunca kez yazmışken sana sustuklarımı, unuttum derken hiç yaşamadığımız anıları korkuyorum gözlerinle çarpışmaktan... Kendimi kandırıyorum yine bu aralar. Hergün unuttum diyorum ama olmuyor. Sen yoksun diye başkalarıyla avutuyorum kendimi. Boş bıraktığın yerin dolmuyor... Ellerim sen yokken kalem tutmuyor.
Sayfalarım doldu artık, gözlerimden yaşlar akıyor. Susmaktan yoruldum gel artık, kendim bile bana uğramıyor.

Merve Ç.

Boşa Çırpınışlar.



Boşa çırpınışlar bunlar,
Senden vazgeçemeyeeğim.
Yapmak zorunda olduğum,
Fakat hep kendime yenildiğim.
Sevmek istemediğim halde,
Sevdiğim !
Yolumu değiştirsemde,
Karşılaştığım.
Gözleriyle buluşmak istemesemde,
Buluştuğum.
Sildiğim sözleri tekrar,
Yazdığım.
Olmaz dediğimde,
Olduğum.

Hiçbiri, ama hiçbiri olmamalıydı.
Yenilmemeliydim sana.
Yaslanmamalıydım bir kez daha aşka.
Düştüğümde kalkmamalıydım bu zamana.
Yeniden yaşamamalıydım aynı kabusu.
Terler içinde uyanıp,
Tekrar yatmamalıydım.
Zaten uyku zehirken,
Bir de umudu yüklerdim ben.

Büşra K.

17 Nisan 2013 Çarşamba

Dağılmış Cümlelerim.




İnsan kararlar alıyor hayata dair. Yeniden ve yeniden denemeye başlıyor çoğu şeyi. Hiç yılmadan usanmadan... Kararlar sabır gerektirir çoğu zaman. Bazen pes edersin ama yine de bir umut vardır içinde. Korkarak yaşarsın bazı duyguları. Bazen de yaşamaktan korktuğun için hep uzağında kalırsın. Kimseye anlatamazsın nedenini. Kimse de anlamaz zaten. Tek başına ağlarsın ve tek başına ayağa kalkarsın… Cesaret edemezsin yapman gerekenlere. Hep bir adım geride durur gerçekler. Hayal dünyanda kimsenin umurunda olmaz. Sonradan tokat gibi çarpar yüzüne… Ve o an kendine gelirsin ama artık çok geçtir... Cesaret edemediğin ve hep korktuğun için hayata 1-0 yenik düşersin. Ve büyüdükçe yenilgiler artar artar artar... Koca bir yük gibi omuzlarında… Nereye gidersen git seninle... Kaçsan kaçamazsın çünkü yaşadıklarından ne kadar kaçabilir ki insan? Sen kaçsan da yapışır yakana. Yoruldum artık huzuru beklemekten. Yoruldum artık dağılmış cümlelerimi toplamaktan. Artık sonunu toparlamak için uğraşmıyorum... Bu da her şey gibi yarım kalsın...

Merve Ç.

6 Nisan 2013 Cumartesi

Sen Duymazsın.



Sesin yeter beni heyecanlandırmaya,
Duyar duymaz dinlerim bir kuytudan.
Ruhun duymaz, sen duymazsın, kalbin duymaz.
Hep konuşur kalbim, sen duymazsın.

Dinlerim, izlerim, severim seni.
En kolayıda budur belki;
Uzaktan, sessiz sedasız sevmek...
Onunda sevdiğini bilse de,
Susup beklemek.

Beklemek koymaz da insana,
O kişi gelmezse bakamaz aynalara.
Bazen dönersin insanlara,
Kendini bulursun onlarda;
Tebessüm edersin her buluşunda.

Bir tek sevdiğini bulamazsın her yüzde,
O da zaten çoktan başka yüreklerde.

Büşra K.

26 Mart 2013 Salı

Yürüdüğün Yollar.



Cezadır bize, belki de aşk.
Zalimce işlenmiş bir ceza !

Kurtuluş olmaz çoğu zaman.
Yürüdüğün yollarda yoktur bir sokak lambası.
Yoktur kalbini bu karanlıktan arındırabilecek bir güneş.
Sadece ayaklarındır seni bu yolda ilerleten.
Çoktan geride kalmıştır kalbin.
Çıplaksındır kalbin olmadan.
İlerlersin ama varamazsın.
Koşarsın, koşarsın soluk soluğa;
Bir silüet görürsün ileride...
Sen koştukça o daha da uzaklaşır senden.
Durursun o da durur sessizce.
Sarılmak istersin,
Fakat ellerinden bile tutamazsın.
Hatta göremezsin bile gözlerini.

Oysa uzaktan tanımıştın onu,
Ve yine uzakta kalır o buğu.

Büşra K.




24 Mart 2013 Pazar

Sonunu Sen Yazıyordun.



Kanatları kırıktı bu aşkın,
Uçamadık masmavi gökyüzünde…
Bir kuş gibi özgür olamadık seninle…
Hep dört duvar arasında hapsoldum bende.
Kim bilir sen nerelerdeydin ve kimi sığdırdın kalbine.
Tanımıyordum seni, tanıdığımı zannetsem de!
Gözlerim, sadece tanışıyordu gözlerinle…
Kimseyi de görmez oldular gün geçtikçe.

Sonumu hep sen yazıyordun aslında…
Ama ruhun bile duymuyordu zamanla…
Aramıza giren mesafeler yok olsa,
Yanına gelirdim kollarımı aça aça…
Kapanmayan boşluklarım, başladı uğuldamaya…
Yakınmaya dönen sesim, yüz tuttu kaybolmaya…

Elimden bir şey gelmiyordu ne yazık.
Olan yine kalbime oldu, şimdi hep kırık kırık…



Büşra K.

15 Mart 2013 Cuma

William Shakespeare - Korkuyorum.



Yağmuru seviyorum diyorsun, 
yağmur yağınca şemsiyeni açıyorsun... 
Güneşi seviyorum diyorsun, 
güneş açınca gölgeye kaçıyorsun... 
Rüzgarı seviyorum diyorsun, 
rüzgar çıkınca pencereni kapatıyorsun... 
İşte,bunun için korkuyorum; 
Beni de sevdiğini söylüyorsun... 

William Shakespeare

11 Mart 2013 Pazartesi

Gece Geçilen Şehirler Işık Seli Gibidir.



acılar büyütülerek unutulur sevdiğim
yüzünden kopunca bir buzul çığlık
ellerin buz tutmuş iki yarım şarkı olur
ve ben yoksulluk kokulu bir gidiş bırakırım sana

beni adresime sorsun esmer bakışların
dönsen de bulamazsın nasılsa gitsen de

kentlerden sakındığım bekçi duruşlarımı ara
emaresi boldur sokakların
sol omuz başımdaki kokundan yakalanırım
sokul ki geceme avuçların ıslanmasın

saat başlarını beş geçer yelkovanın
senle zamansızım amansızım
senle büyük susarım
kendime yenilirim her kavgada
sonra koca ağız bir çocuk olurum
bütün trabzanlardan kayarım
bütün köprülerden sarkarım
yüzüm kente sürülür
içime sesin kaçar
ben seni ağlarım

alışmak ölümdür
sanki hiç ölmedik
tanrının göğsümüze taktığı bir nişandır ölüm

teneşirlere yatırılıyor şimdi ellerim
sana uzanmaktan yargılıyım

hırçın bir iklimin sır girdabısın
seni anlamak kendine çelmeler takmaktır
ve kendini affetmesidir her seferinde
(bazen beni affedebiliyorum istanbul)

zehir yüklü bir mektup var
dalgakıranlarımda parçalı bulutlu durur
sana kent şiirleri biriktirdiğim bir gecede
çok eşli bir yağmur başlar
kentin en dövüşçü çocukları ağlar
bilirim dışarıda yağmur varsa
sen içinde ağlıyorsundur
ağlama ki gülmesinler bize
bak sen seviyorsun diye var sonbahar
her mevsim gelişine söz veriyor
saçlarına fısıldıyor
saçlarına
bana bir pencere bile açmadığın saçlarına

sensizliğe alışmak bir bozgun ağırlamaktır içinde biliyorum
örtülerine unutma beni çiçekleri takıyorum
şimdi yaşama hakkım sana
gel de yağmurumdan iç
seni seviyorum

Kahraman Tazeoğlu

9 Mart 2013 Cumartesi

Gezinen Bir Gölgedir Hayat.



Gezinen bir gölgedir hayat, gariban bir aktör 
sahnede bir ileri bir geri saatini doldurur 
ve sonra duyulmaz olur sesi, bir masaldır 
gürültücü bir salağın anlattığı 
ki yoktur hiçbir anlamı. 

William Shakespeare

Kanadıkça Kanıyorum.



Yaşananlardan mı yoruldum yoksa yaşayamadıklarımdan mı bilmiyorum. Hayatımı gözden geçiriyorum hep bir yerde takılı kalıyorum. Bir mıknatıs gibi duygularım. Hep itilen yüreğim oluyor. Hırpalanan..canı yanan.. Kanadıkça kanıyorum.. Bulamıyorum aradıklarımı.. Ne aradığımı bilmeden.. Kendime sözler vermekten yoruldum.. Hayatımda hiçbir şey yaşanmamış gibi davranmaktan yoruldum.. Ben, ben bu insanlardan yoruldum.. Hep bir umut vardı içimde her şeye dair.. Artık bir bulut kadar uzağımdalar hepsi.. Umudumu yitirdim. Ve her şeyi yitirmekten..Yitirilmekten... Uzun cümleler kurmaktan kaçıyorum. Keşkelerim giderek büyüyor içimde. Bende büyümeye çalışıyorum.. olmuyor.. Hep küçülen umutlarım..duygularım.. Sessiz kalıyorum hayata.. Hep susuyorum insanlara. İçimde fırtınalar kopuyor oradan oraya savruluyorum.. Buraya kadar acılarım.. Pimi çekilmiş bir bomba gibiyim artık tek zararım kendime oluyor...

Merve Ç.

4 Mart 2013 Pazartesi

Kan.



Önce öksürüverdim
Öksürüverdim hafiften,
Derken ağzımdan kan geldi
Bir ikindi üstü durup dururken

Meseleyi o saat anladım
Anladım ama, iş işten geçmiş ola
Şöyle bir etrafıma baktım,
Baktım ki yaşamak güzeldi hâlâ

Mesela gökyüzü,
Maviydi alabildiğince
İnsanlar dalıp gitmişti
Kendi alemine 

Muzaffer Tayyip Uslu

3 Mart 2013 Pazar

Memnuniyet.



Benden zarar gelmez
Kovanındaki arıya
Yuvasındaki kuşa;
Ben kendi halimde yaşarım
Şapkamın altında.
Sebepsiz gülüşüm caddelerde
Memnuniyetimden;
Ve bu çılgınlık delicesine
İçimden geliyor.
Dilsiz değilim susamam
Öyle ölüler gibi
Bu güzel dünyanın ortasında

Rüştü Onur

Öldükten Sonra.


Diyecekler ki arkamdan
Ben öldükten sonra
O, yalnız şiir yazardı
Ve yağmurlu gecelerde
Elleri cebinde gezerdi
Yazık diyecek
Hatıra defterimi okuyan
Ne talihsiz adammış
İmanı gevremiş parasızlıktan 

Muzaffer Tayyip Uslu

2 Şubat 2013 Cumartesi

Avunacak Söz Yok



Benim neden sustuğumu bilen var mı? Kimse bilmiyor değil mi? Aslında bende bilmiyorum. Bazen gözlerim doluyor yağmurlarla. Ama fark edilmiyor gözyaşım. Gören de, yağmurdan ıslanmış zannediyor. Ağladığımı fark etseler de avutmazlar beni. Çünkü avutacak hiçbir sözcük yok. Kim acımı anladığını söylese de inanmıyorum. Söylenenlere inanmam biraz zordur. Fakat insanın gözünün içine bakıp doğruyu yine göremem. Onlar artık maskelerine gözlerini de eklerler. Yalanları doğrudur sadece onların. Yüzlerine vuramazsın yalanlarını, öyle çok konuşurlar ki susturamazsın. Sende dinliyormuş gibi yapıp dinlemezsin. Kafa sallarsın kendilerini haklı zannederler. Ama yalnızca sussun istersin. Budur tüm kavgaların sonucu. Karşındaki, insan cahili ise susarsın. 

Bilmezdim önceden böyle şeyler. Toydum. Hayat en başarılı öğretmenmiş. Yeni öğrendim. 


Büşra K.