4 Haziran 2013 Salı

Suskun



yağmurlar adını çizseydi yüreğime 
gözyaşı tufanlarıyla 
yağmalanmazdı bu sevda 
oysa 
amansızlığın burçlarında 
bencilliği unutup 
sencil yaşamak vardı bir zaman 
hasret kokulu günlerin tortuları 
böyle çökmezdi gözlerime 
hani sevdalar sevda gibi yaşanırdı 
hani yenilgi sandığın yengiler vardı suskun 

yüreğimi kanırtmışlığınla 
çekip gitmişliğinleyim 
uçurumlarca uzağım sana 
kan revanım 
bu kadar mı kadük 
bu kadar mı derme çatma bu sevda 
suskun 

çorak toprakların 
köhne çatlaklarına ağlarım 
öyle ölgün öyle perişan
bulutlar kırılır başımın üstünde 
ve 
bağışlamalar serpiştiririm sulara 
yılları unuturum yolları beklerken 
gelmezsin suskun 
dillenmeden yıllanırsın suskun 

tamiri olmaz bitenlerin 
yarınların gardiyanlığı düşer bize 
özü sevdasında saklı suskun 

seni anlatmaktan yorgun mektuplar var 
iflah olmaz ve 
yaralı şiirlerle dolu 
dipsiz kuyulardan 
şahikalara doğru 

al beni götür kendine suskun 
üşütmez bizi tenhalıklar 
yakışmaz bu öfkeler bize 
sevilmişlik kokuyor dudaklarımız 
sözlerce serpin bana 
ört ateşimi suskun

Kahraman Tazeoğlu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder