30 Nisan 2013 Salı

Bir Hiç İçin.



Sana geldikçe kendimden gidiyorum. Ama gitmek için önce kalmak gerekir değil mi? Önce kalmanın hakkını verip sonra gitmek gerekir. Kendimden bile öylesine gittim ki kalamıyorum artık eskisi gibi. Sen kaldın mı bir hiç uğruna? Sen bir hiç uğruna onca gözyaşı döktün mü? Sen bir hiç için içine kapandın mı günlerce, haftalarca? Küstün mü hayatındaki insanlara? Seni sebepsiz beklerken, haykırarak gözyaşı dökerken... Duydun mu uzaklardan sesimi? Ya da duymak istedin mi? Ben dört gözle beklerken gelişlerini, sen umursamıyordun beni... Oysa gözlerine bakamıyordum bile, olur da anlarsın diye sana hissettiklerimi.
Hep korkutum senden... Herkesten... Bu yüzden hep sustum... Hep sustum... Sadece içime konuştum. Sana söyleyemediklerimi yazdım kağıtlara. Her bir sayfada seni anlatır oldum. Kalemi elime aldığımda her şeyden önce adını yazar oldum. Seni hep anar oldum. Sana konuşmak yerine usta bir yazar oldum...
Görmüyorum seni artık. Birgün karşıma çıkmandan korkuyorum. Bunca kez yazmışken sana sustuklarımı, unuttum derken hiç yaşamadığımız anıları korkuyorum gözlerinle çarpışmaktan... Kendimi kandırıyorum yine bu aralar. Hergün unuttum diyorum ama olmuyor. Sen yoksun diye başkalarıyla avutuyorum kendimi. Boş bıraktığın yerin dolmuyor... Ellerim sen yokken kalem tutmuyor.
Sayfalarım doldu artık, gözlerimden yaşlar akıyor. Susmaktan yoruldum gel artık, kendim bile bana uğramıyor.

Merve Ç.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder