26 Mart 2013 Salı

Yürüdüğün Yollar.



Cezadır bize, belki de aşk.
Zalimce işlenmiş bir ceza !

Kurtuluş olmaz çoğu zaman.
Yürüdüğün yollarda yoktur bir sokak lambası.
Yoktur kalbini bu karanlıktan arındırabilecek bir güneş.
Sadece ayaklarındır seni bu yolda ilerleten.
Çoktan geride kalmıştır kalbin.
Çıplaksındır kalbin olmadan.
İlerlersin ama varamazsın.
Koşarsın, koşarsın soluk soluğa;
Bir silüet görürsün ileride...
Sen koştukça o daha da uzaklaşır senden.
Durursun o da durur sessizce.
Sarılmak istersin,
Fakat ellerinden bile tutamazsın.
Hatta göremezsin bile gözlerini.

Oysa uzaktan tanımıştın onu,
Ve yine uzakta kalır o buğu.

Büşra K.




24 Mart 2013 Pazar

Sonunu Sen Yazıyordun.



Kanatları kırıktı bu aşkın,
Uçamadık masmavi gökyüzünde…
Bir kuş gibi özgür olamadık seninle…
Hep dört duvar arasında hapsoldum bende.
Kim bilir sen nerelerdeydin ve kimi sığdırdın kalbine.
Tanımıyordum seni, tanıdığımı zannetsem de!
Gözlerim, sadece tanışıyordu gözlerinle…
Kimseyi de görmez oldular gün geçtikçe.

Sonumu hep sen yazıyordun aslında…
Ama ruhun bile duymuyordu zamanla…
Aramıza giren mesafeler yok olsa,
Yanına gelirdim kollarımı aça aça…
Kapanmayan boşluklarım, başladı uğuldamaya…
Yakınmaya dönen sesim, yüz tuttu kaybolmaya…

Elimden bir şey gelmiyordu ne yazık.
Olan yine kalbime oldu, şimdi hep kırık kırık…



Büşra K.

15 Mart 2013 Cuma

William Shakespeare - Korkuyorum.



Yağmuru seviyorum diyorsun, 
yağmur yağınca şemsiyeni açıyorsun... 
Güneşi seviyorum diyorsun, 
güneş açınca gölgeye kaçıyorsun... 
Rüzgarı seviyorum diyorsun, 
rüzgar çıkınca pencereni kapatıyorsun... 
İşte,bunun için korkuyorum; 
Beni de sevdiğini söylüyorsun... 

William Shakespeare

11 Mart 2013 Pazartesi

Gece Geçilen Şehirler Işık Seli Gibidir.



acılar büyütülerek unutulur sevdiğim
yüzünden kopunca bir buzul çığlık
ellerin buz tutmuş iki yarım şarkı olur
ve ben yoksulluk kokulu bir gidiş bırakırım sana

beni adresime sorsun esmer bakışların
dönsen de bulamazsın nasılsa gitsen de

kentlerden sakındığım bekçi duruşlarımı ara
emaresi boldur sokakların
sol omuz başımdaki kokundan yakalanırım
sokul ki geceme avuçların ıslanmasın

saat başlarını beş geçer yelkovanın
senle zamansızım amansızım
senle büyük susarım
kendime yenilirim her kavgada
sonra koca ağız bir çocuk olurum
bütün trabzanlardan kayarım
bütün köprülerden sarkarım
yüzüm kente sürülür
içime sesin kaçar
ben seni ağlarım

alışmak ölümdür
sanki hiç ölmedik
tanrının göğsümüze taktığı bir nişandır ölüm

teneşirlere yatırılıyor şimdi ellerim
sana uzanmaktan yargılıyım

hırçın bir iklimin sır girdabısın
seni anlamak kendine çelmeler takmaktır
ve kendini affetmesidir her seferinde
(bazen beni affedebiliyorum istanbul)

zehir yüklü bir mektup var
dalgakıranlarımda parçalı bulutlu durur
sana kent şiirleri biriktirdiğim bir gecede
çok eşli bir yağmur başlar
kentin en dövüşçü çocukları ağlar
bilirim dışarıda yağmur varsa
sen içinde ağlıyorsundur
ağlama ki gülmesinler bize
bak sen seviyorsun diye var sonbahar
her mevsim gelişine söz veriyor
saçlarına fısıldıyor
saçlarına
bana bir pencere bile açmadığın saçlarına

sensizliğe alışmak bir bozgun ağırlamaktır içinde biliyorum
örtülerine unutma beni çiçekleri takıyorum
şimdi yaşama hakkım sana
gel de yağmurumdan iç
seni seviyorum

Kahraman Tazeoğlu

9 Mart 2013 Cumartesi

Gezinen Bir Gölgedir Hayat.



Gezinen bir gölgedir hayat, gariban bir aktör 
sahnede bir ileri bir geri saatini doldurur 
ve sonra duyulmaz olur sesi, bir masaldır 
gürültücü bir salağın anlattığı 
ki yoktur hiçbir anlamı. 

William Shakespeare

Kanadıkça Kanıyorum.



Yaşananlardan mı yoruldum yoksa yaşayamadıklarımdan mı bilmiyorum. Hayatımı gözden geçiriyorum hep bir yerde takılı kalıyorum. Bir mıknatıs gibi duygularım. Hep itilen yüreğim oluyor. Hırpalanan..canı yanan.. Kanadıkça kanıyorum.. Bulamıyorum aradıklarımı.. Ne aradığımı bilmeden.. Kendime sözler vermekten yoruldum.. Hayatımda hiçbir şey yaşanmamış gibi davranmaktan yoruldum.. Ben, ben bu insanlardan yoruldum.. Hep bir umut vardı içimde her şeye dair.. Artık bir bulut kadar uzağımdalar hepsi.. Umudumu yitirdim. Ve her şeyi yitirmekten..Yitirilmekten... Uzun cümleler kurmaktan kaçıyorum. Keşkelerim giderek büyüyor içimde. Bende büyümeye çalışıyorum.. olmuyor.. Hep küçülen umutlarım..duygularım.. Sessiz kalıyorum hayata.. Hep susuyorum insanlara. İçimde fırtınalar kopuyor oradan oraya savruluyorum.. Buraya kadar acılarım.. Pimi çekilmiş bir bomba gibiyim artık tek zararım kendime oluyor...

Merve Ç.

4 Mart 2013 Pazartesi

Kan.



Önce öksürüverdim
Öksürüverdim hafiften,
Derken ağzımdan kan geldi
Bir ikindi üstü durup dururken

Meseleyi o saat anladım
Anladım ama, iş işten geçmiş ola
Şöyle bir etrafıma baktım,
Baktım ki yaşamak güzeldi hâlâ

Mesela gökyüzü,
Maviydi alabildiğince
İnsanlar dalıp gitmişti
Kendi alemine 

Muzaffer Tayyip Uslu

3 Mart 2013 Pazar

Memnuniyet.



Benden zarar gelmez
Kovanındaki arıya
Yuvasındaki kuşa;
Ben kendi halimde yaşarım
Şapkamın altında.
Sebepsiz gülüşüm caddelerde
Memnuniyetimden;
Ve bu çılgınlık delicesine
İçimden geliyor.
Dilsiz değilim susamam
Öyle ölüler gibi
Bu güzel dünyanın ortasında

Rüştü Onur

Öldükten Sonra.


Diyecekler ki arkamdan
Ben öldükten sonra
O, yalnız şiir yazardı
Ve yağmurlu gecelerde
Elleri cebinde gezerdi
Yazık diyecek
Hatıra defterimi okuyan
Ne talihsiz adammış
İmanı gevremiş parasızlıktan 

Muzaffer Tayyip Uslu