Merdivenlerden iniyordu her seferinde. Ama çıkmayı hiç denemiyordu artık. “Neden?” diye sorulan sorulara kulaklarını tıkıyordu. Hiçbir şey duymaz olmuştu kulakları. Unutmuştu gelen o tanıdık sesleri. Hiçe saydıklarını boşverip neredeyse her gün gözlerine şükrediyordu.
Her zaman seçtiği yollarda yürüyordu korkusuzca. Güven veriyordu ona yürüdüğü sokaklar… Çakıllı, çamurlu yollardan yürümemişti hiç. Daha zorluğu bilmiyordu. Düşmemişti yerlere… Çamura bulanmadı paçaları… Eve gittiğinde annesi bağırmadı. Cezalandırılmadı henüz. Raydan çıkmadığını sanıyordu hala. Ezberlediği yollardan yürüdüğü halde alkış bekliyordu.
Hiç kabul etmedi yenileri. Hep eskiyi kabul etti. Onlar onu kabul etmeyip çoktan gitmişlerdi bu şehirden oysa ki. Olanları fark etmiyordu. Görüyordu ama söylenenleri duymuyordu.
Kararı tüm hayatını değiştirecekti. Bilmiyordu ki örülen bu duvarlar bir gün mutlaka yıkılacaktı. Tuğlalar paramparça olacaktı. Deprem korkusundan çadırda yaşayacaktı. Bizden biri olarak görünse de aslında tamamen farklı biri olacaktı. Aramızda böyleleri bir kenarda yok olacaktı. Belki de onlardan biri olmaya adaydık bizde. Seçilenlerimiz ve elenenlerimiz olacaktı. Elenenlerimiz “hiç” olacaklardı… Seçilenlerimiz ise “kendileri” olup devam edecekti yaşama. Tabi yaşamak denirse buna…
Büşra K.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder