30 Ağustos 2012 Perşembe

Herkes Kendi Yolunda



Bazen kötü olduğu dostlarına söyleyemezsin bile. Hem acın tazelenmemiş olur, hem de onları üzmemiş olursun. Ve hayat bir yandan kollarına alırken seni, bir yandan itiverir geriye. Düşersin buz tutmuş asfalta. Düşüşün acısıyla yalpalanırsın. Etrafına bakarsın, tanıdık birileri var mı diye. Fakat yoktur hiç kimse. Herkes kendi yolundadır artık. Onlar gelmeye çalışsa da yanına, hayat buna izin vermez. Yalnız doğup, yalnız öleceksindir ! 


Büşra K.

28 Ağustos 2012 Salı

Üzgün Yara Bandı



Bana acıma/sız diyorlar. Neden acıyan yanlarını benimle iyileştirmek istiyorlar. Yara bandı görevinde bulunuyorum, yaralarını kapattıktan sonra çöpe atılıyorum… Oysa ki ben hep yürekteki o masum aşk olmayı isterdim, kalpteki sevgi… 

Zaman bana hiçbir şeyin sonsuz olmadığını öğretti. Hayat anı yaşamam gerektiğini gösterdi. Şimdi kimse benden bir şey beklemesin, kimsenin derdine deva olmam. İnsan kendi istemedikçe kalbi kırılmaz ve canı acımaz. Eğer oluyorsa bunu kendisi seçmiştir. Bu yüzden kimseden ilaç olmasını beklemeyin. Nasıl kendinizi mahvetmeyi başardıysanız tedavi de merhem yine kendiniz olunuz. 



Merve K.

Hep Bir Başkası



Başkalarını kırmaktan korkarız hep… Onlar için hep bir adım geride dururuz. Sırf onlar mutsuz olmasın, sırf onlar hayal kırıklığına uğramasın diye… Korkarız çünkü onları kaybetmeye… Haddinden fazla değer veririz sevmeyi bilmeyenlere. Bunu çok sonra anlarız aslında. Ama artık paramparça olmuştur kalbiniz… Bir zamanlar kaybetmekten korktuklarınızı kendi ellerinizle bırakırsınız uzaklara… Acı verir size… Güvendiğiniz, kırmaktan korktuğunuz insanlar kayıp gider ellerinizden… Ve siz sadece izlersiniz… Unutmak zor olur… Unutmak… He bir de unutmak zorunda olduklarımız var tabi… Biz istemesek de unutmak zorunda olduklarımız… Aslında unutulmaz hiçbir şey… Ne kadar unuttum desende hep bir yerlerde karşına çıkar anılar… Bir türlü bırakmaz peşini yaşanılanlar… Zor bir dönemden geçersiniz ve yanınızda kimse bulunmaz… Bu hayatta yalnızsınızdır ve siz baş etmelisiniz zorluklarla… Başkalarını düşünerek bir hayat kurulmaz… Başkalarını düşünerek yaşayanlar, kendi hayatlarını dilediğince yaşayamazlar… 



Merve Ç.

26 Ağustos 2012 Pazar

Aşk Kararmak Üzeredir Odanda


Eski bir Türkçe kitabında 
rastladım sana. 
Sırtın pencereye donuktu, 
odan kararmak üzereydi, 
usulca ona düşmüştü başın 
yorgun bir düşü taşıyordun omuzlarında. 

Birini bekliyordun, 
kendini bekler gibi... 

Ne zaman aşkın adi geçse 
sen gelirsin aklıma... 
Sırtın pencereye donuk, 
başın ona düşmüş, 
bir inanç titreşir, yaralı, yorgun omuzlarinda 

Ne zaman adın geçse 
eski bir Türkçe kitabında 
ask kararmak üzeredir odanda...


Cezmi Ersöz

Samuel Beckett'den



Doğduğum günden beri anlatmak istediklerim var ve elbette asla anlatmayacaklarım ve anlatıyor gibi yapıp asla anlatmadıklarım. Önce akciğerlere değen oksijenin yakıcılığıyla başladı ilk acılar, sonra dünyanın anlamsızlığını düşünüp duran beynimin kıvrımlarındaki patlamaların elektrik çarpmalarıyla.

Doğduğumu anımsıyorum, ölümü ise düpedüz hatırlıyorum. Bir insan doğduğunda gözyaşları dökülür sevinçten. Bir insan öldüğünde gözyaşları dökülür, üzüntüden. Yani hayat boyunca değişmeyen tek şey gözyaşlarıdır ve yeryüzünde gözyaşları sonsuzdur. Biri ağlamaya başladığında, bir başka yerde de, bir başkasının gözyaşları diner. Biri doğarken başka birinin de öldüğü gibi. Geriye kalan sadece gözyaşları ve hiçtir. Ve arada ağzımızda bir ömür dolandırıp durduğumuz onca laf, kağıtlara döktüğümüz onca kelime sadece bir tür duygu kalabalığıdır. Tutsaklığımızdan kurtulmaya çalışmanın beyhude uğraşlarıdır bunlar.

Asla gerçekten bir şey anlatılamaz, ancak bir şeyin hayali anlatılabilir, kendisi değil. O yüzden anlatmaya değil, anlatmamaya bakarım. Anlatma derdinden çok anlatmamanın zevkine kurulurum. Ama yine de hiç susmam, eğer bir gün susarsam, bu artık söylenecek hiçbir şey kalmadığı içindir, her şey söylenmiş, hiçbir şey söylenmemiş olsa bile.

Samuel Beckett

2 Ağustos 2012 Perşembe

Dayan Kalbim


Seni dağladılar, değil mi kalbim, 
Her yanın, içi su dolu kabarcık. 
Bulunmaz bu halden anlar bir ilim; 
Akıl yırtık çuval, sökük dağarcık. 

Sensin gökten gelen oklara hedef; 
Oyası ateşle işlenen gergef. 
Çekme üç beş 
günlük dünyaya esef! 
Dayan kalbim üç beş nefes kadarcık! 

(1972)



Necip Fazıl Kısakürek